Okuma Maratonu

Mart 22, 2021
281
Views

Epey zamandır böyle peş peşe kitap okumamıştım.

Her şey geçici görev için başka bir ilçeye gitmemle başladı. Kalbim çarpa çarpa gittiğim görev yerimde pırıl pırıl bir ekiple karşılaştım. Ben işin gerginliğini neredeyse dehşet boyutunda yaşarken onlar sağolsun çaylar, kahveler, çiçekler, kahvaltılarla bana birkaç günlük bir kaçamak hediye ettiler.

İçlerinden biri ”Hocam siz de bayağı kitap okuyor gibisiniz” diyerek Alice’i tavşan deliğine sokmuş oldu. Sonra elbette biz iki Alice, el ele harikalar diyarımızda kaybolduk gittik ve birbirimize kuytu köşeleri, rengarenk çiçekleri ve değerini başkasının asla anlamayacağı gizli hazinelerimizi gösterdik.

Bir hafta sonra bana bir çanta kitap gönderdi. Azimle, iştahla okuyorum. İşte bunlar onun önerilerinden bir demet:

Bu Japon’lardan oldum olası hazzetmediydim zaten. Kitap efsane, kurgu müthiş, dul ilkokul öğretmeninin dört yaşındaki kızı ölüyor ve Allah’ım neler neler oluyor. Okuyunuz, sarsılacaksınız.

Ve evet, Bodrum’da 8. kez mimoza zamanı …

Bir çiftçinin oğlu Ziraat okumak için üniversiteye geliyor ve içindeki edebiyat aşkını keşfediyor. Sonraki 30 yılını hoca olarak keyifle yaşayacakken berbat bir evlilik, histerik bir eş, takıntılı bir meslektaş yüzünden hayatı acı içinde geçiyor. Birkaç yıllığına aşkı bulması ve çilekeş ömrüne küçük bir ara vermesi tek tesellimiz. Beğendim.

Tekrar tekrar okunası, neredeyse her satırı çizilesi, çok etkileyici. Sadece 100 sayfa. Ah zavallı adam, seni hiç unutmayacağım. Hem de Norveç’lisin. Medeniyetin aşırı ilerlediği ve ağzımın suyu aka aka baktığımız o güzelim ülkende yapayalnız kalman beni perişan etti.
Yine Kuzey’den bir yazar; İzlanda’dan. Gariplerin hayatı öyle tekdüze ki Ortadoğu’da bir hafta yaşasalar onlara on yıl yeter. Okunmasa da olur.
Menderes döneminde çok etkili bir isim olan ve maalesef onunla beraber idam edilen Fatin Rüştü Zorlu’nun ”metresi” Vesamet Kutlu ile yaşadığı ilişkinin romanı. Güzeldi evet ama nasıl desem.. Bilemedim. Okunmasa da olur.
1930 doğumlu koca kurt 70 yaşında yazmış bu romanı. Yine yaşlı erkek-genç kadın fantazisi ama hoşuma gitti. Güzel cümleler vardı epeyce. Tavsiye ederim.

Arada atladıklarım da olabilir. Peş peşe okudum bunları. Özlemişim. Tek işimin okumak olduğunu zannettiğim zamanlara döndüm. Olumsuz duygulardan, kaygı ve korkudan kaçıyorum okurken. ”Çok beğendim, çok güzel” denen her kitabı okumak isterim doğrusu ama ne mümkün.

İtiraflar hariç bu kitaplarda genellikle erkekler iş güç sahibi, kadınlarsa evlilik kalesine hapsolmuş. Ufuktaki tek canlılık ise aşkta görülüyor. Annelik bile bu kadınlar için felaketin bir parçası. Evli barklı, kelli felli koca adamlarla birkaç dakika telefonla konuşmak 24 saat içindeki tek mutlulukları. Ne kadar hazin..

Çocuğunu camdan atmak istemeyen anne var mıdır? Yoktur Özge, emin ol.

Sırada yine ünlü bir Japon yazar var. Bakalım o nasıl. Herkese iyi okumalar.

Kategori:
Günlük · Kitap Yorumu

TÜM YORUMLAR

  • Elif hanım, sizi tebrik ediyorum gerçekten. Maşallah.

    Elif hanım, sizde de oluyor mu:

    Yeterince para biriktiremedim; altın, yüz lirayken niye almadım; niye paramı insanlara pahalı hediyeler almak için çarçur ettim;
    kocam niye bu işlerden anlamıyor; geçen yıl bir eve girseydim keşke; neden ailede her şeyi ben düşünüyorum …

    Para işleri yaşım ilerledikçe daha çok canımı sıkıyor.

    Danıştığınız dinlediğiniz birileri var mı.
    Teşekkür ederim.

    Leyla Mart 23, 2021 5:50 am Cevapla
    • Merhaba Leyla,

      Şöyle akıllı uslu bir cevap yazayım derken çok geciktim, kusura bakma.
      Pişman olduğum pek çok şey var : neden kitaplar-okuma-yazma sektörüne yıllar önce ucundan kıyısından bulaşmadım? Neden çok basit de olsa bir kitap yazmadım? Neden öylesine , akar suya düşmüş bir yaprak gibi yaşadım?
      Bana teselli veren pek bir şey olmuyor bu şekil düşüncelere kapıldığımda :((

      Siz nasıl atlatıyorsunuz öyle süreçleri?

      Aydınlık Yüz Mart 28, 2021 6:50 pm Cevapla
      • Sevgili Elif hanım, çok teşekkür ederim.

        Meltem Gürle’nin Kırmızı Kazak kitabı yorumunuzda, bundan bahsetmiştiniz sanki.

        Edebiyat okumak daha az puanlı öğrencilerin yaptığı bir şeydi.

        Matematiği iyi olanlara, bizde önce sayısal önermişlerdi.

        Doktorluk, ODTÜ, BOĞAZİÇİ de mühendislik kazanmak, eğitim hayatımızın Nirvana’sı gibiydi.

        Siz çok şeyler başarmışsınız Elif hanım. Maşallah.

        Ben hep insanlara çok değer, önem atfederek büyüdüm.

        Tanıştığım birini otomatik övmeye başladığımı farkettim.

        Önce onları mutlu memnun etmeye çalıştığımı.

        Özgüven çok önemliymiş.

        Bu benden çok şey götürdü.

        Hepimizin bir eşiği var.

        Çıkarsız sevdiğimizi zannettiğimiz arkadaşımız, 101. iyiliği istediğinde, ‘yeter’diyebiliriz bir anda.

        Kullanılma eşiğimiz de var, ben suistimal edildiğimi biraz geç anlıyorum, maalesef:))

        Anlayınca da çok çabuk kesiyorum ilişkimi.

        Ben nasıl başediyorum.
        Kendi başıma çok daha mutlu olduğumu anladım.

        Maddi manevi zararım çok aza indirgendi :))

        Her şeyi çocuğuma endeksli yapıyorum.

        Açıkçası kendimden çok beklentim kalmadı.

        Mesela arsa aldık,
        ilerde kızıma bir ev düşer belki diyorum; altın gümüş alıyorum ilerde rahat eder diyorum…

        Bu da yine kendini geri plana atmakla ilgili biliyorum, ama daha anlamlı geliyor.

        Tek kızım var.

        Çok okuyunca yazma ihtiyacı de kendiliğinden beliriyor diyorlar.

        Siz bu konuda ne kadar tutarlı olduğunuzu yıllardır, yazıp okuyarak bizlere gösterdiniz bence.

        Bence kitap da yazın ama YouTube kanalı da açın., naçizane fikrim.

        Çok daha kolay olur her şey.

        Sevgiler.

        Leyla Mart 30, 2021 5:51 am Cevapla
        • Youtube fikrini dile getiren başkaları da oldu, maalesef teknik kısmına çok yabancıyım. Bir videoyu düzenlemek, kesmek vs hiç bilmediğim alanlar.

          Her şeyi çocuğuma endeksli yapıyorum biraz tehlikeli bir cümle gibi ama sevgili Leyla hanımcığım, hepimizin kendi yolu kendi sınavları kendi çözümleri var. Her ne yapıyorsanız doğrudur. Sizi en iyi siz biliyorsunuz.

          Okuduğunuz ve yorum bıraktığınız için teşekkür ederim.

          Aydınlık Yüz Nisan 1, 2021 12:29 pm Cevapla
          • Teşekkür ederim Elif Hanım; YouTube da, direk canlı yayın yapıp, yükleyebilirsiniz.

            Bunun da riskleri var tabi. Diyeceğini unutur insan sanki.

            Kitap okumak, sizin bir uzvunuz gibi, sizden ayrı düşünemiyorum.

            Umarım sizi izleyedebiliriz.

            Yıllardır, istisnasız her yazınızı okuyorum.

            Çok şey öğrendim.

            Çok teşekkür ederim.

            Çocuklarınızın yolu bahtı
            açık olsun🙏🙏🙏

            Leyla Nisan 2, 2021 2:46 am
  • Bütün bunlar çok verici olup, sonradan bu haline çok pişman olmakla ilgili sanırım.

    szandor lavey’in mezar taşında: “hayatımda pişman olduğum anlar, gereksiz yere iyi olduğum anlardır” demiş.

    Leyla Mart 23, 2021 5:59 am Cevapla
  • Ne güzel kitaplar okumuşsunuz.
    Ben Otopsiyi merak ettim, hiç duymamıştım kitabı…

    Mutlu okumalarınız olsun

    oytunla hayat Mart 23, 2021 9:42 am Cevapla
    • Sevgili Oytunla Hayat, okunacak onlarca yüzlerce kitap var, otopsi kısa bir anlatı, çabucak oku bitir bence.

      Aydınlık Yüz Mart 28, 2021 6:47 pm Cevapla
  • Merhaba Elif hanım, nasıl güzelsiniz. 😊 Çok imrendim okuma hızınız baş döndürücü. Gönlünüzce nice okumalarınız olsun. Görüşmek üzere, sevgiler. .. 💜🌼📚♾

    Müşerref Karpuz Mart 23, 2021 5:47 pm Cevapla
    • yaa, yorum yazman ne kadar hoş, blogcular için en önemli şeylerden biridir yorum almak, teşekkürler Müşerref.

      Aydınlık Yüz Mart 28, 2021 6:46 pm Cevapla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir