300- BİR İMPARATORLUĞUN YÜKSELİŞİ

Mart 24, 2014
251
Views
Öncelikle şunu söyleyeyim , sinemanın teknik kısmından hiç anlamam. Benim için bir filmin güzel olması tek bir şeye bağlıdır : o koltukta oturduğum sürede beni gerçek hayattan ne kadar koparabiliyor? Müziğiyle, görselliğiyle, senaryosu ve diyalogları ile  filmin içine girebiliyorsam benim için harika bir filmdir o.
300 Spartalı olsun Spartaküs olsun tanıtımlarını ilk gördüğümde ”Aman bunlar da ne böyle? Şiddet ve vahşet hiç bana göre değil” demiştim. Meğer içimde kana susamış bir canavar varmış da haberim yokmuş:) Her ikisini de defalarca izlemiş bulunuyorum ,yine görsem yine izlerim o derece. Bu film için de rahatlıkla aynı şeyi söyleyebilirim.
Benim için üç yapımın en önemli ortak noktası  mükemmel bir atmosfere sahip olmaları .Bir kere görüntüde genel olarak bir  renk hakimiyeti var  (300 Spartalı’da sarı , bu filmde mavi-siyah ) .Müzikler inanılmaz etkileyici , senaryo desen hakeza. Filmin başındaki dış ses uygulaması doğrudan beyninizi yıkıyor ve o çağa ışınlanıveriyorsunuz.
İlk filmde destan yazan baldırı çıplak Sparta’lılarla eş zamanlı olarak savaşan Atinalı’lar anlatılıyor. Tabi ki bu adamlar da çıplak. Kaslı erkeklerin anavatanı Yunanistan sanıyorum. Pers’liler tepeden tırnağa giyinmiş hatta yüzleri bile maskeliyken Yunan ırkı kış demiyor yağmur demiyor edep yerleri dışında heryerleri açıkta geziyor. Bir de pelerinleri var ; o kadar. Gelmiş geçmiş en güzel gülüşlü ve yakışıklı gladyatör Gannicus’un tipiden göz gözü görmezken afedersiniz bir külotla gezdiğini üstüne üstlük bir kadınla halvet olduğunu gördüğümden yadırgamadım Atina’lı kahramanlarımızı.
Filmdeki savaşların çoğu denizde geçiyor. Perslilerin deniz komutanı kadın. Efsanelerin de efsanesi Oeanemaus ( Spartaküs’ün doktore’si) kendisini bir kılıç ustası olarak yetiştiriyor ve ablamız alayına isyan ediyor. Eva Green isimli aktris harikalar yaratmış. Kin ve intikam ateşi gözlerinde alev alev yanıyor. Çok başarılı buldum Artemisia karakterini.
Atina’lı komutanın öldürdüğü Pers kralının oğlunun mistik bir yolculukla Xerxes’e dönüşümü epeyce fantastik. Ortalama bir boyu-posu olan adam sihirli sulardan iki buçuk metrelik bir dev olarak çıkıyor. Takılarıyla, zincirleriyle acayip bir emek harcanmış bu karakterin görüntüsüne de.
Senaryoda azıcık sırıtan bir-iki nokta olsa da hiç sıkılmadan izledim , hem de kanlı sahnelerde gözlerimi kapatarak:) Bu tarzı seviyorsanız kaçırmayın derim.
Etiketler:
Kategori:
Günlük · Sinema

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir