Bu aralar iyice büyüyen göbeğe aldırmadan çayımın yanında bisküvi, kahvemin yanında çikolata yesem..
Eve gittiğimde sofra hazır olsa..Yemeğini güzelce yese çocuklar, birisi sofrayı kaldırsa, mutfak tezgahını pırıl pırıl yapsa, çayımı kendim yaparım, o kadar da değil 🙂
Yatak vaktinde pijamalar giyilse, el-yüz-ayak yıkansa, diş fırçalansa, kucak kucağa kitaplar okunup bebeler huzurla uyusa, anne-baba zamanı en geç sekiz buçukta başlasa..
En güzel filmler izlense, serbest takılınsa, sohbet edilse, gülünse bol bol, ayaklar uzatılıp gece keyifle karşılansa..
Hep yeni kitap kolileri beklense, gelen kitaplara sevgiyle, iştahla bakılsa, altını çize çize çaylar kahveler içile içile okunsa, e-postalarla paylaşımlar yapılsa ..(Bu oluyor şükürler olsun) . Bunlar yapılırken bir gözüm saatte olmasa..
Uykumu almış olsam her gün, kuaföre gitmek zorunda olmasam hiç, (yazar birden kişiselleşti) , pantolonum karnımı sıkmasa, rahat ayakkabılar giysem ve şık hissetsem..
Yapmacık olmasa kimse, ”nasılsınız” sorusunu içten sorsa, cevabımı dinlemeye hazır olsa, olumsuz bir şey varsa söyleyebilsem, saçma yorumlar yapılmasa, pozitif enerjiden dem vurmasalar bir şey biliyorlarmış gibi..
Çat kapı birine gitsem, bana da birileri gelse, öyle polar, kalpli pijamalarla, aklıma estiği için, canım istediği için..
Anne-babama yakın olsam, sabah çıkarken, akşam girerken kapıdan başımı uzatıp ”Bir şey lazım mı” diye sorsam, ilaçlarını alsam, annemi gezmelere götürsem kendi kullandığım arabayla, babama ”sağol baba, sen olmasan ne yapardım” desem..Oğlanlar bana kızıp dedelerinin evine gidebilseler..
Aynaya bakınca yaşlandığımı anlamasam günden güne..(Murathan Mungan buna ”gün günden” der:)
Böyle benim gündüz düşlerim? Sizinkiler nasıl?