Kar da kar diye tutturan Emre için çıkılan bir yolculuk bu. 7 şubat pazar günü her zamanki gibi son dakikada karar verip, kahvaltı masasını evin ortasında bırakarak yola koyulduk. Hedef Yılanlı Dağ. Kah GPS’le kah sorarak yaklaşık 2 saatte dağın eteklerine ulaştık.
Aşağıdan bakınca kar çooook yükseklerdeydi, ben o noktaya çıkabileceğimize pek ihtimal vermedim. Çıktık ama. Döne döne, kıvrıla kıvrıla dağın tepesine vardık.
![]() |
Her zahmete değer güzel gözlüm senin mutluluğun. Sevincin, neşen daim olsun bebeğim. |
Emre çok mutlu oldu. Tepede dondurucu esen rüzgara, aslında kar değil buzla kaplı yerlere rağmen çok sevindi. Ben soğuğu severim diye hava atmama rağmen birkaç dakika zor durdum ve Eren’le birlikte kendimi arabaya attım.
![]() |
Eren 30 saniye dayanabildi, sonra hiç inmedi |
![]() |
Poşete kar doldurduk , arabadaki dağınıklığa dikkat |
![]() |
Pınarbaşı Restoran, Yatağan |
Dönüşte Eren uyusun diye epey sessiz ve yavaş bir yolculuk yaptık. Yatağan’dan kısa süre önce uyuyunca eşimin methini duyduğu Pınarbaşı restorana girdik. Yazın çok keyifli olabilecek mekan yanınızda küçük çocuk yoksa kışın da hoş. Yanan bir şömine, güneş, nefis bir saç kavurma günün bonusu oldu.
Hayaller Kartepe-Kartalkaya olsa da gerçekler Muğla:) İyi ki öyle, teşekkürler hayat.