Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim; kitap okunmaya değer. Tek çocuklu ebeveyn için de faydalı ama özellikle kardeş olan evler için daha bir azimle tavsiye ediyorum. Teorik bilgi, uzun uzun felsefi açıklamalar, tespitler yok. Doğrudan örnekler verilmiş hem de çizimlerle, olması gereken ve gerekmeyen cevaplar yazılmış. Faber ve Mazlish (yazarlar) tamamen pratik hayata yönelik çalışan 2 uzman. Konuş Ki Dinlesin Dinle Ki Konuşsun isimli kitapları da uzun yıllardır çok satan listesinde hatta tam da 3 yıl önce bugün (Vay canına! Tesadüfe bak) o kitaptan yola çıkılarak düzenlenen Çocuğumla Nasıl Konuşursam Beni Dinler atölyesine katılmıştım. Alternatif Anne sitesinin kurucusu Gülüş Türkmen’in hazırladığı 3 günlük atölyeden aklımda kalan ”Lütfen daha az konuşun, daha çok geri bildirim verin, daha az yorum yapın ve daha az tavsiye verin ”
İşime yaradı. Oğlum okulda olan birşeyden şikayet ettiğinde, ağladığında sakince dinlemeye, ”Hımmm, öyle mi, yaa ” dışında pek bir şey söylememeye çalışıyorum. Çoğu zaman yeterli oluyor. Bazen de olmuyor elbette..
Bu kitap da bana iyi geldi. Bir pazar günü büyük oğlum babası ile dışarlarda, küçük etrafımda oyalanırken bir çırpıda okudum. Başlamıştım , devam ettirememiştim bir türlü. Yazarların kardeşlik atölyesine katılan bir gruptan verilen örnekler, onların çocuklarının yaşadığı sorunlar, ebeveynlerin gayet bilindik tepkilerini okumak çok faydalı oldu.
Gelelim kitaba;
Kitap 7 bölümden oluşuyor:
1. Kardeşler geçmişte ve bugün
2. Kötü duygular dışarı çıkmadan olmaz
3. Kardeşleri kıyaslamanın tehlikeleri
4. Eşitlik yetmez
5. Kardeşlerin rolleri
6. Çocuklar kavga ettiğinde
7. Geçmişle barışmak
Özellikle 4 ve 5. bölümler beni çok etkiledi. Eşitlik birden çok çocuğu olan her ebeveyn için büyük bir mesele. Yazarlar diyor ki eşiniz size ”Beni mi daha çok seviyorsun anneni mi” dediğinde ”İkinizi de eşit seviyorum” demeniz kimseyi mutlu etmez. O benim annem, sen de benim harika karımsın demeniz daha doğru.
”Eşit sevilmek bir şekilde az sevilmektir”
” Kendinize her çocuğa eşit bir tutkuyla bağlı olmanın şart olmadığını farklı çocuklara farklı duygular hissetmenin normal olduğunu söyleyebilirsiniz. Yapmanız gereken favori olmayan çocuğunuza daha yakından bakıp onu özel kılan şeyleri keşfetmeye çalışmak ve bunun mucizesini ona yansıtmak. Kendimizden sadece bunu isteyebiliriz. Çocuğun ihtiyacı da budur zaten. ”
——————————————————————————————————————-
Çocuğu kimsenin bir role hapsetmesine izin vermeyin.
Ne anne babasının
”Johnny, kardeşinin topunu sen mi sakladın? Neden hep bu kadar kötüsün?” demek yerine ”Kardeşin topunu geri istiyor” diyin.
Ne çocuğun kendisinin:
Johnny: Biliyorum ben kötüyüm
Anne-baba: Nazik olabildiğini de biliyorum.
Ne de kardeşlerinin:
Kız kardeş: Johnny çok kötüsün! Baba bana topumu vermiyor
Baba: Farklı bir şekilde istemeyi dene. Ne kadar cömert olduğunu görüp şaşırabilirsin.
Johnny kardeşine saldırırsa Johnny’ye saldırmayın, kardeşinin nesi olduğuna bakın.
Anne-baba: Canın yanmış olmalı. Gel ovayım. Johnny’nin istediklerini sözcüklerle ifade etmeyi öğrenmesi gerek.
—————————————————————————————————————
Taraf tutmadan, yardım isteyen çocuğa nasıl destek olabiliriz?
1. Her çocuğun durumunu tanımlayın: Bakalım doğru anlamış mıyım? Jimmy senin ödevini bitirmek için boyalarına ihtiyacın var. Amy, sen de boyamanı bitirmek istiyorsun.
2. Bir değeri ve kuralı belirtin. ”Ödevler daima önceliklidir, Senin eşyan senin senin kararın”
3. Muhtemel bir uzlaşma için kapıyı açık bırakın. ”Kardeşinle bir anlaşmaya varmak istersen bu sana kalmış, ortak bir çözüm bulabilir misiniz”
4. Yanlarından ayrılın.
——————————————————————————————————————–
Kitapta alıntı yapılacak çok fazla yer var, hepsini yazmam mümkün değil. Verilen öneriler kadar kitabın genel havasını da çok sevdim. Yayınlandıktan sonra aldıkları geri bildirimler çok etkileyici idi. Birini yazıyorum:
”Babam her çocuğunun kendisini özel hissetmesini isterdi. Bana sen zekisin, erkek kardeşime ”Senin de insanlarla aran iyi.” derdi. Bu sözlere kayıtsız şartsız inandım. Sosyal ortamlardan kaçtım.
Kitabınızı okuduktan sonra kardeşimin bu sözlerden nasıl etkilenmiş olabileceğini düşündüm. Acaba okulu bu yüzden mi bırakmıştı ve bana karşı hep öfkeliydi.
Babam neden aynı özellikler hem bende hem kardeşimde olamazmış gibi davranmıştı? İki çocuğunun da hem zeki hem sosyal olabileceğini söylese bizim için çok anlamlı olurdu.” (Belki iyi niyetle söylenen bazı şeylerin bile nasıl yaralayıcı olabildiğini görmek ne acı. Freud’un ebeveynlik için söylediği ”Ne yaparsanız yapın yanlış olacak” cümlesine katılmamak mümkün mü? )
En sonda uzun bir şiir var. İki kardeşin bebeklikten itibaren yaşlılığa kadar olan paylaşımları anlatılıyor. Şiir çok dokunaklı, gençlikteki kavga dövüş bittiğinde , olgun yaşlardaki duygular içime işledi. Kardeş olmak pek çok şey demek ama galiba, hayatının bu kadar yakından, içinden bir tanığının olması, sadece ikinizin anlayabileceği şifreli kelimeler, hüzünler ve kederler insana iyi ki kardeşim var dedirtiyor..
kader sizi yoldaş kılsın bebelerim |
Benim için en mutlu pazar |