Berlin Macerasının Sonu, Misafirler ve Aksilikler

Haziran 13, 2016
241
Views

Cuma günü yani gitmeme 2 gün kala önceki yazılarda bahsettiğim düğün için Almanyaya gelmiş olan teyzemler bizi ziyarete geldiler. Kardeşim mükellef bir sofra hazırlamak istedi ve günümüzün yarısı mantı yaparak geçti. Deneme için pişirdik birkaç tane ve ağzımıza garip bir tat geldi. Anladık ki maydanoz diye markette satılan yeşillikler taze kişnişmiş! Neyse ki çok farklı değildi, afiyetle yendi mantımız. Evde olmak, mutfakta birlikte hazırlık yapmak da güzeldi.

Ertesi gün onlarla gezmek için tekrar Brandenburger meydanına gittik. Duvar’ı bir de güneşli havada gezmiş olduk.

Cumartesi akşamüstü misafirleri yolcu ettik ve eve döndük. Oldukça yorgunduk. Bir önceki gece pek uyuyamamıştım. Eşyamı topladım vs. Son günümüzdü, içime oturan keder elle tutulur gibi gerçekti. Sonra kardeşimle konuşmaya başladık ve iki buçuğa kadar uyumadık.

Sabah erkenden havaalanına gittik. Ayrılmamız çok üzücü oldu. Önce Münih’e uçacak, aktarmalı uçuşla Bodrum’a gelecektim. Münih havaalanının büyüklüğü gözümü korkutuyordu. Uçağımı bulabilecek miyim diye kaygılanıyordum. Gelirken getirdiğim kitabı kardeşime bırakmış ve Murathan’ın Yüksek Topuklar’ını almıştım. Ona sığınıyordum ara ara.

Münih’e giden uçakta tam arkama gürültücü bir grup oturdu. Biraz sarhoştular. Bir önceki gün maç varmış, bağıra çağıra konuşuyor, gülüyorlardı. Hiç uyuyamadım. İndikten sonra sakince biletteki kapı numarasını buldum. Uçağıma daha üç saat vardı, acayip yorgun, uykusuz, perişandım. Hemen kapının dibindeki koltuklara uzandım, ceketimi başımın altına koydum.

Uyandığımda saat 11:15’di ! Kapı kapanmış, adım anons edilmiş defalarca; özetle uçağı kaçırmıştım!

Saat 14:30’da Thy’nin İstanbul uçağına binene kadar geçen 3 saatin yorgunluğu 15 gün geçmedi. Devasa havaalanı binasında THY ve Pegasus’u bulmak için yaklaşık bir saat dolaştım. Pegasusun kendi ofisi yokmuş, biletleri AHS isminde bir firma satıyormuş. Firma görevlisi epey uğraştı ama olmadı. Neredeyse 2 kat pahalı olan THY bileti almak zorunda kaldım. Döndüğümün ertesi günü o alınamayan pegasus biletinin ücretinin kredi kartımdan çekilmek üzere açık provizyonda beklediğini görünce yaşadığım şok, AHS, pegasus, garanti bankası ile defalarca yapılan görüşmeler, sinir-stres cabası.

14:30’da uçağa bindiğimde  derin bir nefes alabildim. İstanbul’a indiğimde doğrudan Bodrum uçağının kapısına gittim. İyi ki de öyle yapmışım çünkü saatimi 1 saat ileriye almam gerekiyordu ve ben onu da unutmuştum.

Gece yarısından önce Bodrum’a indim. Çocuklar uyanıktı, etkilenmiş-sarsılmış görünmüyorlardı. Herkes keyifliydi.

İşte böyle..Gittim geldim, heybeme bir çok duygu, anı, mutluluk ve hüzün doldurdum. Bloga da epeyce yazı 🙂

angora berlin
İner inmez içtiğim çay, Milas havaalanı

————————————————Son—————————————————————–

Kategori:
Günlük · Seyahat

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir