True Detective Ayarında Dizi Arıyorum

Şubat 15, 2017
330
Views
Soldaki Martin, Sağdaki Rust

Dün gece ev 22:00 gibi bana kaldı. Çok nadiren gerçekleşen bu olayı kutlamam gerektiğinden, dışarı da çıkamayacağımdan aldım dizüstümü önüme, daldım online film izleme sitelerine. Tam olarak True Detective dizisi tadında bir film izleme arzusundaydım. Bir-iki film açtım, 5-10 dakika izledim, olmadı. Dizideki başrol Matthew Mcconaughey’e olan hayranlığımdan, bir ara sürekli fragmanları dönen Free States Of Jones’u açtım, epey de uzunmuş, yoğun bir savaş filmi bekliyordum ama 1862-65 arasında yaşanan gerçek bir olaydan uyarlanan film güç sahiplerinin, özellikle zencilere yaptığı zulmü ve bir Amerikalı beyazın önderliğindeki özgürlük savaşını anlatıyor. Çok da beğenmedim ve saat çok geç olmasına rağmen True Detective sezon 1 Bölüm 1’i açtım.

Offf…Adamlar bu işi sahiden biliyor. Daha ilk sahnede, Rust’ın o bıyıklı, uzun saçlı, dibe vurmuş ama hala zeki, hala sapına kadar detektif haliyle  karşısındaki polislerle olan diyaloğu beni ”Yemişim uykuyu, otur seyret kızım sabaha kadar!” moduna sokuverdi.

Hikayenin olağanüstü merak uyandırıcı olması ve yönetmenin mekan- oyuncu-figüran kullanımındaki başarısı parmak ısırtacak cinsten. Louisiana’da geçen tüm bölümlerde o uçsuz bucaksız yollar, tarlalar ve ufukta görünen sanayi şehri manzarası, neredeyse hepsi obez, dindar, sıradan kasaba insanları  ile sanki bugün Louisiana’ya gitsem hiç yabancılık çekmeyecek gibiyim.

Hikaye 1995’de başlıyor. Nefis bir teknikle 95’den 2017’ye atlıyoruz ara ara. Bir yandan Rust, bir yandan Martin 17 yıl sonraki halleri ile konuşuyor, vakti zamanında çözdüklerini düşündükleri cinayetlerin hala devam ettiğini görüp kan kokusu almış vampir ifadesine bürünüyorlar. Seyirci olarak biz de 17 yıllık hikayeyi keşfetme arzusu ile yanıp tutuşuyoruz. Bir dakika bile sıkılmıyoruz.

95’de Rust, uyumsuz, alkol sorunu olan, yalnız bir adam olarak sahnede. Martin’le üç aydır ortak çalışıyorlar ama kendisi hakkında neredeyse hiç bir şey anlatmıyor. Bir gün çağrıldıkları bir cinayet mahallinde tuhaf bir şekil verilmiş, çıplak, başında geyik boynuzları olan bir kadın cesedi bulmaları ile olaylar başlıyor. Rust, tüm ayrıntılara dikkat ediyor, uzun uzun notlar alıyor, içgüdüleri ve sezgileri ile detektif olmak için yaratılmış bir adam, bu iş onun kanında var. Araştırmanın daha ilk safhasında kayıp bir çocuk olduğunu öğreniyorlar ve 8 bölüm boyunca acayip ayrıntılar, müthiş oyunculuklar, harika diyaloglarla size bir seyir şöleni yaşatıyor True Detective .

Sigara içmek  bir karaktere bu kadar mı yakışır

İzleyecek diziler listemde Westworld, House Of Cards, Sherlock, Black Mirror dururken neden eski diziyi bir daha izliyorum? İşte hep bu sebeplerden; beni içine çekiyor, Rust ve Martin’le bir oluyorum, suçlu kovalıyorum, hallerine üzülüyorum özetle ben güzel kaybeden adamları (Behzat Ç gibi) ayrı seviyorum.

Bu tarz dizi öneriniz varsa acilen bekliyorum efendim.

Etiketler:
Kategori:
Günlük · Sinema

TÜM YORUMLAR

  • O kadar iştahlı anlatmissin ki. İnsanin hemen izleyesi geliyor. Eline sağlık.

    cem kazan Şubat 15, 2017 9:22 pm Yanıtla
    • Hadi hemen izle, bakalım sen ne düşüneceksin?

      ELİF sarı Şubat 16, 2017 7:10 am Yanıtla
  • Rust <3

    Bilirim True Dedective'in damakta kalan tadını..
    Benim de çok severek izlediğim bir diziden sonra yeni diziye geçme kekelemem oluyor. Bir türlü içimden gelmiyor.

    True Dedective kalitesinde karakter draması olan sevdiğim bir başka -fakat eski- dizi ise Breaking Bad oldu.
    İzlemediysen?
    (Fakat ilk 3 bölüm 'hani hiç etkilenmedim?' diyebilirsin, fakat sonra bauum!)

    Kahve Icermiyiz Şubat 16, 2017 4:40 am Yanıtla
    • Abovvvv! İzlemem mi? 2 tur izledim hem de 🙂 Forever Walter White diyorum.

      ELİF sarı Şubat 16, 2017 7:10 am Yanıtla
  • Breaking Bad' i izledim. Behzat Ç ye bayıldım. Ben bunu çok merak ettim True Dedective' e başlıycam en kısa zamanda. Final yapmış dizileri tercih ediyorum ben zaten. Teşekkürler 🙂

    Anne Kaleminden Şubat 16, 2017 12:22 pm Yanıtla
  • Scherlock beni çok şaşırttı .FBI/CSI kivamindadır sanarken ıngiliz aksanıyla , çevik zekası , kimseyi iplemeyen halleriyle ve ilginç tipiyle tam bir süpriz oldu.Bir iki bölüm seyrettim diğerlerini rezerve olarak kötü günler için saklıyorum:)
    Westworld çarpıcı.Bir daha izlemem gerekiyor çünkü şaşkınlıktan kişiler arasındaki baglantilari bir türlü çözemedim.Ama çok şeyi sorgulatiyor insana kesinlikle izlenmeli.
    Bu aralar türk dizilerinin arasına Pure Genius'u serpistiriyorum ki arabesk moodundan çıkayım.
    Ana düşünce güzel kaybeden adamlarsa Spartacus'a talim tabiki 🙂

    Ela Aydan Şubat 16, 2017 9:45 pm Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir