Ne çok şey oldu bu ay..Altıncı aydan sonra herşey nasıl da birden değişti.Emmek ,uyumak ve altını değiştirmek üçgeninde geçen altı aydan sonra hayatımızda ön plana geçen artık seni oyalamak oluverdi.Algıların öyle açıldı ki şaşıp kalıyorum.Bugün seni emzirmek için misafirlerin gitmesini bekliyordum ama sen kucağımda yüzüme bakıp gülerek göğsüme doğru yüzünü bastırınca üstüste birkaç kez anladım ki beklememem gerekiyor.Seni emzirmem için bana şirinlik yapıyordun resmen.
Yeni tatlar konusunda hiç fena sayılmazsın.Sebze pürelerini sevmedin.Bol miktarda yoğurtla karıştırınca alıyorsun birkaç kaşık.Meyvelere de çok hevesli değilsin.Muhallebiler favorin.Buna da şükür.
25 kasım cumartesi akşamı ilk dişini farkettim.Sol alt dişin çıktı ilk olarak.Tam bir hafta sonra da baban yine cumartesi sabahı sağdakinin de uç verdiğini gördü.O günden beri gece uykuların bozuk.Saat başı,bazen iki saatte bir uyanıyorsun.Odana yer yatağı seriyorum kendime.
Yaklaşık bir haftadır kendi kendine oturuyorsun ve eline aldığın ıvır-zıvırla oyalanabiliyorsun.En sevdiğin oyuncak diye bişey yok,ağzına sokabildiğin herşeyi seviyorsun.Park yatağının kenarına takılan müzik kutusu benzeri pilli bir alet var.Onun düğmelerine bile basabiliyorsun.
Seni uyutmak uzun sürdüğünde ve sıkılmaya başladığımda şöyle bir ninni söylüyorum;çabucak büyüyeceğini kendime hatırlatmak için..
”yıllar böyle geçermiş
kuzucuk kocaman olurmuş
kuzucuk kocaman olunca
annesi bebeğini özlermiş.”