17 mart. Evimizin giriş kapısına doğru uzanan mimoza ağacı. |
Bir haftalığına Hatay’a gidiyoruz 19 mart itibariyle. Umarım sağ-salim gider geliriz. 7 martta doğan ailenin yeni üyesine merhaba demek (Boran bebek hala annesinin kucağına kavuşamadı, kan kültürü ve crp sonuçları düzelene kadar hastanede kalacak) , Hatay’ın en güzel zamanları olan baharın tadını çıkarmak, akrabalarımızı görmek , bol bol yiyip içip, kalabalık sofralara oturmak, yeni doğan bebek koklayıp-sevip güzel fotoğraflarla dönmek, kıymetli dostum Erdal’la kısa da olsa zaman geçirmek, çocuklarımın kuzenleriyle haşır neşir olması, Gökhan‘la bir kahve içmek niyetleriyle çıkıyorum yolculuğa.
Eren ve Emre ile toplam 4 uçak maceramız olacak. Gidiş saatimiz epey geç, dönüş saatimiz çok erken. Zorlanacağız muhtemelen. Eren çok farkında her şeyin, sebep-sonuç ilişkisini rahat kuruyor, güzel konuşuyor. Zorluk çıkarmayacağını ümit ediyorum.
Bu aralar -karanlığa inat- bir fikrim var. Ailedeki herkesin doğum gününü başka bir yerde kutlamak! Kendi doğum günüm nisanda ve hedefim Göreme. Ülkemin görmediğim o kadar çok yeri var ki. Uzak bir bölge olmasına gerek yok. Datça, Kos, Ölü Deniz, Cennet Koyu gibi 1-2 saatlik mesafelerde bir sürü nefis yer var. Emre arkadaşlarını isteyebilir ama yetişkinler için harika bir plan bence. Umarım tez vakitte Roma, Salzburg, Heidelberg gibi rotalarımız olur.
Üç gündür sıfır un sıfır şeker yapmaya çalışıyorum. Birkaç kilo fazlam var ama esas derdim kırka yaklaşmışken daha sağlıklı, sakin bir beslenme düzeni oturtmak. Seyahatte biraz bozulacak , yine de garip şekilde canım çok tatlı çekmiyor . Kahve ve çay da dokunuyor sanki, başımda bir sersemlik, genel bir yorgunluk hali içinde oluyorum. Dün akşam öylece kaldım kanepede. Her şeyi eşim yaptı sağolsun. Ona doğru Eren’i gezdirdim biraz omzumda, uyuttum. Yeni uyku tulumu aldım ona, eskisi artık yüzüne bakılmayacak haldeydi. 6 yıllık çocuklu hayatımızda en çok kullandığımız ürün bu uyku tulumu oldu (Bir de tanesini 40 liraya aldığım, 2 adet, yerde yatmak için kullanılan sünger), Kanz’dan abisine almıştık. Emre hiç giymedi ,evlerimiz çok sıcaktı . Eren tepe tepe yırtılana kadar giydi. Sıcağı seviyor, çıkarmak istemiyor sabahları. Bir-iki ay öncesine kadar ayakta salladığım, emzirdiğim çocuk şimdi biraz kucakta sakinleşip ranzanın alt katında kendi kendine uykuya dalabiliyor. Şükürler olsun. Genellikle en az bir kere uyanıyor ama çabuk dalıyor. Bazen uyurgezer gibi misafir odasına gidip oradaki yatakların birinde uyuyor ya da yerde, halının üstünde. Geçtiğimiz hafta sonu Emre altılarda uyandı yine, pazartesi-salı da Eren erken uyandı, dün hasta gibiydim. Hiç kaldıramıyorum artık uykusuzluğu. Üçüncü çocuk hayalim çoook uzak görünüyor böyle günlerde ama biraz dinlenmişsem neden olmasın diyorum:). Eren o kadar tatlı, o kadar sevimli ki büyüdükçe, küçük çocuk hallerini çok özleyeceğiz gibi geliyor.
Eren, her akşam uyumaya giderken geride kalana ”İyi geceler. Seni seviyorum” diyor.
Bir hafta boyunca pek uğrayamam buraya. Dönüşte görüşmek üzere. Barış ve huzur dolu günler diliyorum herkese.
TÜM YORUMLAR
Genelde adalardan mimozayı bulup alıyorum İstanbulda görünce bayıldım 🙂 Göreme güzel yer tavsiye ederim Hatayıda ben çok severim Bu sene kısmet olursa benimde planlarda bir şeyler var umarım olur diye düşünüyorum sizinde güzel geçmiştir herşeyiniz 🙂