Burhan Sönmez, İstanbul İstanbul

Haziran 7, 2016
276
Views

”İstanbul gerçeği doğadan öğrendi ama yalanı kendisi yarattı. Göz boyamayı, yüz değiştirmeyi ve hafızayla oynamayı yarattı. Herkesi kendisine bağladı ve sabah uyandığında eski sevgilisini koynunda bulacağına inanan sarhoşlar yarattı. Zenginlerin hak ederek para kazandığına inanan yoksullar yarattı. Bol bol umut saçtı. Yalnızlığı gizlemek için ışıklı vitrinler yarattı. ”

”Eskiden komşusu açken tok yatmaktan rahatsız olanlar çareyi bulmuş, başka mahallelere taşınmışlardı. İstanbul’un içinde küçük İstanbullar vardı, açlarla toklar birbirinden uzaktı. Kentin bir tarafında gün biterken diğerinde eğlence yeni başlıyordu. Bir yaka işe gitmek için uyanırken diğer yaka uykuya yeni yatıyordu. Herkes kendi İstanbul’unda kendine benzeyenlerle bir aradaydı.”

”Annem yaşadığımız evi ve mahalleyi değiştirmenin, televizyon ve buzdolabımızı yenilemenin hayaliyle bir işten diğerine koşarken benim geleceğimin onunkinden farklı olacağına inanıyordu. Doktor, o hikayeyi anlatmış mıydım sana? Kül kedisine sormuşlar, neden prense aşık oldun diye. Masal bana başka kader vermedi , demiş. Mahallemizdeki hayat da bize başka kader vermiyordu. Her aile aynı hayali taşıyor ama aynı çıkmaza saplanıp kalıyordu. 

”İstanbul’da ekmek ve özgürlük , birinin diğerine esir olduğu iki arzuydu. Ya ekmek için özgürlük gözden çıkarılır ya da özgürlük uğruna ekmek feda edilirdi. İkisini birden kazanmak olanaksızdı.”

”Yalnızlığa gömülen herkes gibi o da sonu iyi biten romanları seviyordu. Evde, işte ve sokakta yiten bütünlüğü romanlarda buluyordu.” 

———————————————————————————————————————
Sevgili Esra ‘nın ” Kitaplarıyla kendime en yakın hissettiğim yazar. Onunla her şeyi konuşabileceğime inanıyorum; edebiyat ,siyaset ,memleket gibi. Hayatım boyunca gittiğim tek imza günü kendisininki oldu. Benim hayatımın mihenk taşlarını oluşturan kafamın içinde dönüp duran eyleme geçiremediğim çoğu şeyi yaşamış bir insan. Onun gölgesinden birikiminden yararlanmayı çok istiyorum. Kim bilir belki memleketimin sokaklarında bir gün karşılaşırız uzun uzun sohbet ederiz.” cümleleri ile bahsettiği Burhan Sönmez’in okuduğum ilk kitabı  İstanbul İstanbul. Blogunda bu kitap ile ilgili yazdığı yazı o kadar güzeldi ki hemen bir tane sipariş ettim.

Kitap İstanbul’da, yer altında bir hücrede geçiyor. Farklı nedenlerle aynı hücreye konmuş , kurtulma ümidi neredeyse olmayan, düzenli olarak işkenceye tabi tutulan dört kişinin zaman geçirmek ve içinde bulundukları akıl almaz dehşetten kaçmak için birbirlerine anlattıkları hikayelerden oluşuyor.

Öğrenci Demirtay, Doktor, Küheylan dayı ve Berber Kamo olarak isimlendirilmiş mahpusların hem kendi öyküleri hem de anlattıklarını okurken çok farklı dünyalara giriyor bir duygudan diğerine savruluyorsunuz.

istanbul istanbul burhan sönmez

Yazarın bakış açısını oldukça karamsar ve insandan umudunu kesmiş buldum  fakat kesinlikle okumaya değer. Edebiyat denen büyülü ormanda, buruk bir tadı olan sulu, serin bir meyve gibi. Nermin Yıldırım, Barış Bıçakçı, Şule Gürbüz Şimdi de Burhan Sönmez. Yepyeni Türk yazarlar keşfetmek ayrı bir mutluluk benim için.

Bütün coşkusu ile üzerimize yağan, derimizi kavuran, içimizi kıpırdatan yaz günlerinde okumak iyi gelmez diyorsanız sonbahar kapıda derim ben de; okuma listenize dahil edin sevgili Burhan Sönmez’i. Pişman olmazsınız.

Kategori:
Kitap Yorumu · Roman

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir