BKK Ağustos Kitabı, Ev, Nermin Yıldırım

Eylül 2, 2023
145
Views

Listenin bitmesine iki kitap kalmış. Nisan-mayıs-haziran ve temmuz kitaplarını okuyamadım. Duygusal ve fiziksel olarak öyle yoğun geçti ki bu aylar nisan kitabı Drakula dışındakiler aklıma bile gelmedi. Bu ay farklı çünkü ağustos kitabını ben seçmiştim. Başka okuyan oldu mu bilmesem de hem ödevimi yapmış hem de bu vesileyle sevgili Nermin Yıldırım’dan bahsetmiş olayım.

Kitabı okuyalı çok oldu. Damağımda hoş bir tat bıraktığını hatırlıyordum. Yazıyı yazmak için tekrar elime alıp baştan okudum. Kurgu güzel, diyaloglar akıcı, karakterler gerçekçi; bu adam bu lafı söylemez ki vs demedim hiç, ikinci kez okurken neredeyse kitapla ilgili her şeyi unuttuğumu fark ettim. Bazı yerleri atladım ama fazla değil; laf kalabalığı gibi geliyor artık bana uzun uzun anlatılan bir kısım şeyler. Dizilerde süreyi uzatmak için 5 dakikalık şarkılar eşliğinde klip çekmeleri gibi.

Kırçıllı, kılçıklı, kepekli gibi sık duymadığım sıfatların olur olmaz kullanılması hoşuma gitmedi. Hele ”kırçıllı” neredeyse üç sayfada bir mutlaka kullanılmıştı. Rastgele açıp iki-üç sayfa okuduktan sonra denk geldiğim cümle mesela:

”Göğsümden boğazıma doğru karanlık, kırçıllı bir şey yükseliyor” .(s.174)

Hikayeye gelirsek: Seher 5 yaşına kadar dedesinin yanında yaşadıktan sonraki çocukluk ve genç kızlık evrelerinin ikişer yıl kalabildiği amca ve hala evlerinde geçirir. Bursa, Zonguldak, Diyarbakır gibi birbirine mesafe ve kültür olarak gayet uzak şehirlerden sonra üniversitede ruhuna çok iyi gelen bir kızla ev arkadaşı olur fakat paramparça geçen ilk yılları ruhunda onulmaz yaralar açmıştır. Ev arkadaşı Kader’in de kendisi yüzünden başına bir felaket gelmesi bardağı taşıran son damla olur ve Seher, Kader’le hayalini kurdukları bir yolculuğa çıkar. Santiago de Compostela Hac Yolu olarak bilinen bu meşhur yolu peşine takılan arkadaşı Oğuz’la beraber yürüyerek gideceklerdir.

Seher’in niyeti başkadır aslında ama on günlük yürüyüş, yolda karşılaştıkları kişiler, hiç hesapta olmayan olaylar, iç konuşmaları, hatırladıkları derken sonuç pek de beklediği gibi olmaz.

Nermin Yıldırım’ı hiç okumadıysanız eğer başlamak için iyi bir kitap. Ben onun kötümser başlayıp iyimser biten kurgularını severim lakin terapi kılıklı bu hikayelerden yorulmuşum artık. Karakterin uzun uzun anlattığı travmalarından, her şeyi sonsuz didiklemesinden, aşırı aşırı aşırı düşünmesinden, sonsuz iç konuşmalardan gına gelmiş bana.

Bu saplanma halimi iyi biliyordum. Kötü bir şey olur ve büyür, büyür aklımı ele geçirir. Başka hiçbir şeyi göremez , duyamaz olurum. Hayat bir tren gibi gelip geçer önümden. Ben istasyonda, karanlık bir balonun içinde onun uzaklaşmasını seyrederim. ‘‘ s.342 ( Maalesef bu benim de iyi bildiğim bir hal)

Aşkın öyle büyütülecek bir yanı yok. Hepi topu biçki dikiş meselesi. Kendi ihtiyacına göre biçtiği kostümü elindeki en münasip modele giydirmeye çalışıyor insan. Ait olmadığı bedenden sarkıyor haliyle kıyafet. Paçası uysa beli oturmuyor, omzu denk düşse kolu kısa geliyor. Sonra vay efendim sen onu benim istediğim gibi giyemedin, vay sen beni yeterince sevmedin. Halbuki terzi de modele değil, diktiği elbiseye bayılıyor. ” s.168

‘Bazen düşünüyorum da en gevezelerimiz bile aslında ne kadar az anlatıyor. En açık sözlü olanlarımız dahi birbirleriyle ancak sislerin, perdelerin, oyunların arkasından, onların zırhına yaslanarak konuşabiliyor. Bazen kırmamak bazen de kırılmamak için. Galiba mühim olan birine her şeyi tüm açıklığıyla söylemek ve onun hakkkında her şeyi öğrenmek değil, birbirinin korkularını, zaaflarını bilip dürtmeden, yaralamadan kabullenmeyi becermek. Şu hayatta hepimizin istediği omzumuzda sıcak bir el ve kulağımızda yumuşak bir ses: GEÇECEK. ” s.449

Yıldırım’ın sevdiğini önceki romanlarından da bildiğim 90’ların müzikleri, TV programları, filmler (Juliette Binoche’nin Mavi filmini not ettim) gibi detaylarla daha bir güzelleşen romanı tavsiye ediyorum.

Kategori:
Günlük · Kitap Yorumu

TÜM YORUMLAR

  • Nermin Yıldırım’ın ilk kitabını okudum ve toz tahammül ettim. Elimde olan bir diğer kitabı da bu ama henüz okumadım. Diğer kitabı beğenmediğimi söylediğimde bana sıklıkla bu kitap önerildi. Okuyacğaım bakalım.
    Vee tebrik ederim Ağustos için. 🙂

    Huriye Eylül 4, 2023 11:15 am Yanıtla
  • Unutma Beni Apartmanı’nı okudum sadece, henüz başka bir kitabını okuma hevesim yok.

    Serpil Eylül 8, 2023 11:30 pm Yanıtla
  • Çok güzel anlatmışsınız ben de yakın zamanda okumak istiyorum, elinize sağlık, sevgiler:)

    Eren Eylül 13, 2023 7:20 pm Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir