Bu Aralar Hayat: Bipolar Hâller

Kasım 25, 2024
149
Views

Bodrum’da artık kış mevsimindeyiz. Dün sıcaklık 10 derece birden düşünce ve elektrik-su kesilince öylece kalakaldık.  Yeni evimizde ocak dahil her şey elektrikle çalışıyor; su bile kaynatamayınca kendimizi Kahve Dünyası’na zor attık.  Neredeyse boş masa bulamayacaktık; birçok insan ellerinde şarj aletleri priz arıyordu. Kimileri battaniye gibi şallara sarınmıştı; öte yandan şort üstü mont giyen de vardı. Kruvasan, salamlı sandviç, portakal suyu derken 1000 liraya yakın para harcadık. Sonrasında komşudan sıcak su istedim, daha iyi bir şey yapıp piknik tüpü verdi sağ olsun. Eski evde yıllar içinde oluşturduğumuz konforu dün çok aradım; doğruya doğru. Bilmem zamanla alışılır mı?

Günün geri kalanını dışarıda geçirdim çünkü Eren’i ve arkadaşını  alışveriş merkezine bırakmaya söz vermiştim.  Bir-iki saatin onlara yetmeyeceğini tahmin edip Akyarlar’a bir arkadaşın evine gittim. Diğer çocuğun telefonu var diye rahat rahat oturdum ama  45 dakika boyunca çağrılarıma cevap vermediler, çocuğun  telefonu sessizdeymiş. Daha eve gidilecek, yemek yenecek, ödev-banyo yapılacak.  Decathlon’a filan baktım yoklar. Meğer başka bir spor mağazasında bedava basket potası makinası bulmuşlar. 2 saat orada takılmışlar. Mağaza çalışanları da bir şey dememiş.  Böyle durumlarda esnek olabilmenin hayat kurtardığını defalarca tecrübe ettim; kendimi gaza getirip gerilmektense Bursa Kebapçı’sında çorba içtim 🙂 Eve ancak 21.00 gibi dönebildik.

Emre’nin ortodonti tedavisi başladı. 20 kasım çarşamba günü plaklar takıldı. Meğer oğlumun dişleri ne kadar çarpıkmış. Atalarımız  ”Kuzguna yavrusu şahin görünür” diye boşa dememiş. Neden plak? Neden tel değil? Vallahi ben de bilmiyorum. 2-3 ortodontiste gittik, sözleşmiş gibi hepsi aynı şeyi önerdi. (Toplam maliyet 80.000 liracık)

Esen bey ne hoş adam. ”Güven” kelimesinin can bulmuş hali adeta.

2 hafta önce kongredeydim. 2006 yılında 2 gün ara ile asistanlığa başladığım dünya iyisi arkadaşımla karşılaşınca nasıl sevindim! Yapay zekanın bilimde kullanımı, yepyeni buluşlar, bir sürü yeni hoca, yöntem, insan derken dopdolu geçirdim beş günü. Otel odası çok güzeldi. Hazır kahvaltılar, envai çeşit yemekler-tatlılar, bambaşka vizyonları olan insanlar… İyi geldi.

Özden Baltekin'in de bulunduğu ekip 'antibiyotik direncine karşı çığır  açtı' - Diken

Bu genç adam Özden Baltekin. Sunumunu dinleme şansım oldu. Çok gurur duydum. Bakın neler yapmışlar:

https://www.ntv.com.tr/video/saglik/odullu-turk-bilim-insani-ozden-baltekin-ntvye-konustu-antibiyotik-direncine-karsi-cigir-actilar,3Dgbg2I9KEWL-WqMd_n4Aw

 

2 gün önce Emre aradı; sıvı yağ sordu. Ne yapacaksın soruma cevap vermedi. Eve gittiğimde bir tepsi muffin ile karşılaştım ! Dr. Oetker’in hazır karışımını almıştım, tarife bakıp yapmış, pişirmiş; çok etkilendim.

Kızılcık Şerbeti 73. Bölüm Tek Parça Full İzle! Show TV Kızılcık Şerbeti son bölüm izle!

 

Baya baya Kızılcık Şerbeti takipçisi oldum. Benim favori karakterim Pembe Hanım. Oyunculuğuna bayılıyorum. Yaşasın ”izleme” keyfi 🙂 Başka keyif yapmak da pek olası değil. Hele youtube yorumları evlere şenlik. Bayılıyorum 🙂 24 saat içinde milyonlarca izlenmesine bakılırsa seveni çok benim gibi. Bu ”Türk Dizileri” apayrı bir olay, tez konusu. Lütfen şu skeci izleyin:

 

Sosyal medyasız 3 ayım doldu. Mizah işinde çok iyiyiz ve kardeşimle / kızlarla birbirimize gönderdiğimiz kısa videoları özlüyorum ama o çılgınca dağılmış zihin durumundan çıktığım için mutluyum. Saniyeler içinde stil önerileri- ağlamak- gülmek- kitap alışverişi- seyahat fikirleri- yemek tarifleri arasında kaybolup gidiyordum.

Bu yılın rengi bordo imiş arkadaşlar. Aklınızda olsun. Bu yıl derken herhalde 2025?

Okuyorum, okuyorum, okuyorum. Okumalara doyamıyorum. Benim uyuşturucum da kitaplar.

Arkadaşımın kızı Adam Faver’e kitap imzalattı benim için 🙂 Sen ” Seni seviyorum” demesen de olur Damla’cığım 🙂 Bir gayret okuyorum, bitmesin diye eve getirmedim. Elbette diğer kitaplar gibi biraz ‘Uçmuş”. Geleceğe gitmeler, geçmişe dönmeler, zaman makinesi, girişimci dünyası, ”start-up” evreni. Bazen ne okuduğumu bile anlamıyorum ama merak unsuru çok güçlü, mecburen bitireceğim.

Gece Yarısı Kütüphanesi’ni beğendim.

Çiftlerde Tükenmişlik… İhtiyacım olduğu için okuyorum; beğendim. Somut olarak faydası oldu mu ? Henüz değil.

 

Eh işte. İdare eder kategorisinde. Biraz çalakalem olmuş. Ayşe Kulin, Bodrum Kitap Fuarı’nda ”Yaşlı kadın- genç erkek aşkı hakkında bir roman” demişti ama anlık bir zayıflık- raydan çıkmışlık hikayesi sanki. Aşka dair pek bir şey bulamadım.  Zaten kısacık. Bir de Alevi sosu koyulmuş; neden hiç anlamadım.

Kitabın adı Anormal. Oldukça farklı bir okuma oldu. Polonyalı yazarlar baya esaslı arkadaşlar. Japon efsanelerinden birinde geçen yarı bitki-yarı hayvan bir çiçeğin peşine düşen sorunlu genç bir adam etrafında örülen kurguyu merakla okudum. ”Çok değişik bir şey okumak istiyorum” diyorsanız tavsiye ederim.

Ekolojik bir suç öyküsü

Yazının linki de şuracıkta dursun.

Ulaşım kolaylığı sebebiyle Ortakent’in sosyetik mekanı İnspera’da oturduk birkaç kez. Pek de güzel etkinlikleri var. Keşke gidebilsem .

Bizden haberler böyle. Sizlerde ne var ne yok?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir