BAKICI ARARKEN

Mart 10, 2014
231
Views
bakıcı çocukla ilgilenirken ben 🙂

Eren doğduğunda bu kadar zorlanacağımızı düşünmemiştik. ”Nasıl olsa evdeyim , Emre kreşe gidiyor işe başlayana kadar idare ederim” diye planlıyordum. Kazın ayağı öyle değilmiş  ; Eren gazlı-sıkıntılı yani uykusu az bir bebek olunca , Emre gündüz okulda uyumayıp ,eve geldiğinde öfke krizlerine tutulup bizi cinnet noktasına getirince acil anonsları eşliğinde bakıcı aramaya başladık.

Bakıcı ajansı vasıtasıyla gelen ilk aday genç bir kızdı ve ben hemen olur dedim. İkinci aday bir tanıdık sayesinde geldi, ona da olur dedim 🙂 Eşim ikisine de olmaz dedi !

Üçüncü aday yine tanıdık biri sayesinde geldi ve dört aydır bizimle. Şimdiki bakıcımızla birlikte üç bakıcı deneyimimiz oldu son tahlilde. İlki İstanbul’da , ikincisi Urfa’da ve sonuncusu Bodrum’da olmak üzere. Yaşadığımız şehri değiştirmeden bakıcılarımızı değiştirmedik sonuca bakılacak olursa. Bazen ayda bir bakıcı değiştirenlere denk geliyorum sosyal medyada ve epey şaşırıyorum. Aslında şaşıracak birşey yok. Bütün insan ilişkilerinde olduğu gibi bakıcı -aile etkileşimi de çok katmanlı bir olgu.

Biz bakıcılarımızdan memnunduk-memnunuz çünkü herşeyden önce onlara muhtacız. ”Aman bu giderse başkası gelir” ya da ”Annane-babanne bakar” deme lüksümüz yok. Anlaşabildiğiniz bir bakıcı ile çalışmanın tam bir piyango olduğunu biliyoruz. Bu nedenle hoşnut kaldıysak hoşnut etmeye uğraşıyoruz. Çalışmıyor bile olsaydım bir yardımcım olmasını isterdim (ekonomik durum elveriyorsa tabi) çünkü çocuksuz zaman geçirmek benim için gerçekten bir ihtiyaç.Çocukla ne yediğimden ne içtiğimden bişey anlıyorum. İş nedeniyle İstanbul’a gittim geçen hafta.Bir gece kaldım. Her boşlukta bişey yaptım. Bir önceki gece uyumamış olmama rağmen alışveriş  yaptım, abimle buluştum, tek başıma yemek yedim, vapura binip karşıya geçtim. Bana bunları yapabilme , çocuksuz olabilme fırsatını bahşeden kişiye ben de elimden geldiğince iyi davranıyorum. Bebek mutlu olduğu sürece varsın evi süpürmemiş, çamaşırları katlamamış ,bulaşık makinasını boşaltmamış olsun. Evi uzak diye kötü havalarda ve erken kararan akşamlarda evine  bırakıyoruz , haftasonu gelebilsin diye haftaiçi izin kullanmasını  sağlıyoruz gerekiyorsa.

Bakıcımızın hizmetçimiz olmadığını unutmuyorum. Kendi kahvemi yaparken ona da yapıp ayağına götürüyorum. Para veriyorum diye her an koşuşturmasını beklemiyorum. Bir gün keyfi yoksa ve ortalıkta dolanıp iş yapmıyorsa görmezden geliyorum. Üçüz annesi Sema  yatılı bakıcı istemediğini ,evde bir yabancının olmasının kendini rahatsız edeceğini söylediğinde şaşkınlıktan küçük dilimi yutmuşyum. Bana yabancı gibi gelmiyor o kadar evimin içinde olan bir insan. Çocuklar küçükken (dört yaş altı iken) önceliğim hayatımın kolaylaşması ; varsın evde biri olsun, keşke olsun.  Uyandığımda hazır bir kahvaltı masası , altı- üstü değiştirilmiş ,uyutulmuş bir halde kucağıma verilen bir bebek , büyükle bizden başka birinin oyun oynaması bana iyi geliyor ; herkese iyi gelir sanıyorum.

Gözüme batan şeyler  oluyor ,olmaz mı? Çocuğu ilgilendiren ,bakımını aksatan bişey değilse görmezden geliyorum. Öz anne-babam , karıncayı incitmez kocam bile gözüme batabiliyor sonuçta.

Bakıcı ararken hepimizin kriterleri başka olabilir ; benim için en önemlisi gözüm arkada kalmadan evden çıkabilmek. Şefkatine, merhametine güvenebilmek. Gerisi illa ki halloluyor azıcık vicdan sahibi ise iki taraf da. Galiba sonuç hep aynı yere çıkıyor;  ne iş yaparsak yapalım iş ahlakı olmadıkça olmuyor.

TÜM YORUMLAR

  • Çok kötü bakıcı vakalarını goruyoruz tvde. O yüzden ne kadar secici davrandiginizi anlayabiliyorum.

    cem kazan Ocak 19, 2017 9:06 pm Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir