Bu Sabah

Ağustos 4, 2015
215
Views
3 ağustos 2015

Neden yeni sandaletlerini evde unutmuşuz? Okula gitmeyecekmiş. Dedesinin aldığı ışıklı spor ayakkabılar bagajda neyse ki. Onları çıkarıyorum bir heves, dağınık anne olmanın faydası işte, bagajda unuttuğun bir şey anı kurtarabiliyor diye hafiften gururlanarak.

Ama olmuyor, birinin ığışı yanmıyor ! Kollarını kavuşturuyor ve okula gitmiycem seremonisi tekrar başlıyor.

Saat 08:55. Dokuzda işte olmalıyım. Derin bir nefes.İki seçeneğim var; karga tulumba sınıf kapısından içeri atıp kaçmak veya sakin olmak.  İlk seçenek beni de onu da çok yoracak, üstelik atıp kaçamayacağım için daha çok vakit kaybedebilirim.

Sakince ” Oğlum, işe geç kalıyorum, hava çok sıcak, üstelik kahvaltı etmedim ve karnım çok aç. Seni bahçede bekliyorum” diyerek içeri girdim ve gölgedeki minik bankta oturmaya başladım. Beş dakika geçmeden Emre geldi, sarıldık, öpüştük ! (Bu da böyle bir anımdır)

Eren bugünlerde konuşmaya çalışıyor, ”karınca” gibi zor kelimeleri bile tekrar ediyor kendince. ”Orada, burada, aşağıda, yukarda, abiii ” derken çok tatlı. En sevimli zamanları. Biz sürekli ”Erennnn harikasın” havasındayız. Emre’ye ise ha gayret sınır koymaya çalışıyor ve sıklıkla ”Yapma, etme, mızmızlanma, üçe kadar sayıyorum” diyoruz. Eh, çocuk da iyice delleniyor doğal olarak.

Ah anne-babalık..Zor iş vesselam..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir