Unutma Dersleri olağan üstü etkileyici olan Nermin Yıldırım’ın okuduğum üçüncü kitabı. Yaratıcı bir kurgu, ayrıntılı bir öykü ama asla Unutma Dersleri kıvamında değil. Altını çizdiğim birkaç cümle oldu sadece.
İsmini çok duyduğum bir öykücü Mahir Ünsal Eriş. Sahil kasabası hayatını iyi biliyor ve anlatıyor. Kitapta 9 hikaye var. ‘‘Hep güldüğümü, gülümsediğimi fark ettim sonra. Yalnızlık ailesizlikmiş meğer, yalan da olsa bir ailem olunca nasıl mutlu göründüğümü hissettim.” cümlesi ile beni kalbimden yakalayan Benim Adım Feridun en sevdiğim hikaye oldu bu kitapta.
Mağden’i birkaç köşe yazısından, bir yerine ”1” yazmasından hatırlıyorum. Asi, alayına isyan havasında bir kadın. İki Genç Kızın Romanı okuduğum ilk kitabı sanırım. Filmi de çekilmiş. Behiye bir gecekondu kızı ama Boğaziçi’nde okuyor ve kitapların dünyasında kaybolmuş. Anne-baba ve abisinden nefret ediyor. Çok iyi yemek yapıyor. Handan ise fakir bir prenses. Çok güzel, çok şımarık. Annesinin göz bebeği. Anne zengin bir koca bulup rahata ermek derdinde.
Bu iki kız karşılaştığında ise Behiye Handan’ın büyüsüne şiddetle kapılıyor ve olaylar gelişiyor. Hikaye fena olmasa da kitapta geçen ”Bebek” kelimesi ve türevlerinden nefret ettin. Bebekkızım, bebektavşanım, bebeklenmek, bebeksilik vb onlarca saçma kelime türetmiş yazar. Mağden gibi hayatında bebek olmamış görünen bir kadından beklenmeyecek bir davranış. İçinde minik, kızgın ve kırgın bir çocuk var diye düşündürttü bana bu ”bebeklemeler”.
Bu aralar elimde olanlar bunlar..
TÜM YORUMLAR
Kavgam ile ilgili kesinlikle aynı fikirdeyim. Ben de bloğuma acılarımı yazmıştım bu kitapla ilgili 🙂