20 mayıs cumartesi İmece Çocuk Bahçesi’nde oyuncak yapım atölyesine katıldık Emre ile. Biz ”o türden” değiliz aslında. Hani böyle Waldorf’du, montessoriydi, evde tv yok şekerim- çocuklarla yaratıcı aktivite yapıyoruz- tarzı ana-babalar var ya, işte biz tam tersiyiz. Ortalama bir yaşam sürüyoruz, çocuklar evdeyken genelde ekrana bakıyor hatta bu sabah Eren, artık bir yerlere gidelim anne, sürekli video izliyoruz dedi .
Bu etkinliği de instagram’da gördüm. Saat makul, fiyat makul, okul iki adım ötemde, Eren uyuyordu, Emreyle güle oynaya gittik. Bir de baktım masallardaki büyükanneler ve dedelere benzeyen iki Hollandalı. Kadın Waldorf eğitmeniymiş, adam da 3 kuşaktır marangoz olan bir ailenin üyesi.
Okul da oldukça ilginçti, bildiğimiz anaokulu-kreşle alakası yok bir kere. Boş, duvarlarda yerlerde süs püs yok, sade normal bir ev gibi. O gün tahta çubuklar, kütükler, testereler, çivilerle dolu 3 saat geçirdik. Testere kullanmakta başarısız olunca 2 adet olta yapmakla yetindik. Değişik, düşündürücü bir gün oldu.
21 mayısta okuma bayramı oldu Emre’nin. Madalyalar, sertifikalar, veliler, unutulmaz bir gündü. |
İşte böyle, kısa bir özeti son haftaların.
TÜM YORUMLAR
Bence de çocukların kendi yataklarında uyanmadan sabaha kadar uyumaları annelik kariyerinde zirve :))))
Ah ne güzel anlatmışsın.
Bu aralar hayat bizim evde bir tuhaf akıyor. Pek istediğim gibi değil, hızlı ama tüm sinir eden yönlerine rağmen umut vadederek. 🙂
O yüzden kızmamaya karalıyım. Hayatı sevmeye, anlamaya hazırım.
Öperim
Hepsi de çok tatlı 🙂
Ne güzel bir gün olmuş. Eminim ki çocuklarla birlikte büyüklerde keyif almıştır.:)
Tüm bu güzellikler ve Bodrum, Bodrum kalesi… Benimde anılarımın gelesi tuttu:)))