Ailece Roma Seyahatinin Ardından

Ocak 29, 2024
70
Views

20-26 ocak arasında Roma’daydık.

Bizim ailede fikirler benden çıkar. Organizasyon, bilet almak, otel bulmak vs bana aittir.  Bunları yapmakta pek zorlanmam, keyif alırım fakat iş gerçeğe dönüştüğünde, yola çıkıldığında gergin olurum. Eşim ise  iyi bir eşlikçidir. Eleştirmez, kusur bulmaz, söylenmez, homurdanmaz. Elinden gelenin en iyisini yapar ve anın tadını çıkarmaya bakar. Hevesimi kaçırmaz, ne gerek var demez , hesap kitap yapıp canını sıkmaz.  Bu sayede rahatça plan yaparım. Gezmeye çok anlam yükleyen bir yapım yok. Gitmek istediğim yerler sınırlı; görmeye değer bulduğum üç-beş yer var. Paris, Roma, Prag-Viyana. Uzakdoğu, Hindistan, Tayland, Kamboçya gibi yerler hiç ilgimi çekmiyor.

Roma bu anlamda bir görev gibiydi benim için. Gördüğüm ve dolu dolu gezebildiğim için mutluyum. Bütün olarak şehir beni çok etkiledi. En çok hoşuma giden ise ”Roma’dayım duygusu” oldu. Şöyle anlatayım ; tek bir şey görmek için gidilecek bir şehir değil. Sadece Trevi, Pantheon, Colosseum’dayken değil sıradan bir sokağında olmaktan da mutlu oldum. Paris’teyken de hissettiğim bir şeydi bu ve temelde onlarda olup da bizde asla olmayan/olmayacak tek bir etkene bağlı: TABELA TERÖRÜ yok. Resimle anlatayım:

Bakınız bu bir İngilizce kursu. Cama sticker gibi bir şey yapıştırmışlar. Ne tabela, ne gözümüze giren devasa yazılar.

Sadece binaları görüyoruz. Aslında resmi bir yapı , önünde polis arabası var ama gözümüze görünen yalnızca tertemiz bir meydan

Restoranın adı nasıl yazılmış baksanıza. Neredeyse fark etmeyeceğiz.

Şimdi de güzel ülkemizdeki sokaklardan bir demet:

Binayı ne kadar görebiliyoruz?

Caner Cangul ‘ün fotoğrafı

Koyduğum son 2 fotoğraf arabanın camından kendi çektiklerim.

Bizim sokaklarda gezerken isterseniz İstanbul’un en güzel sokakları olsun isterseniz Antakya’nın 1000 yıllık sokakları hep bir AVM’de geziyormuşuz gibi çalışıyor 5 duyumuz. İlla gözümüze sokulan  ”en büyük benim ” iddiasındaki tabelalar, rengarenk dev panolar, market-dükkan isminden başka ne görebiliyoruz? Tarihi camilerin kapısının üstünde LED ışıklar kaya kaya gidiyor, koca koca apartmanlar avukat-doktor tabelasından / klima dış ünitelerinden görünmez halde.  Deniz ortasında kendi ufacık  kayığımızda bile tur teknelerinden son ses yükselen pop müzik yüzünden huzur bulamıyorum. Acayip bir görsel-işitsel kaos var ve daha 1 saat gezmeden yoruluyorum. İnanın Bodrum’da bile şöyle sakin bir ağaç altında veya deniz kenarında bir bardak çay içecek yer  yok.

İşte Roma ve Paris’de en sevdiğim bu oldu: Görsel/işitsel olarak dingin olabilmek hem de dünyanın en çok turist ağırlayan iki dev metropolünde. Bunun dışında dolu dolu beş gün boyunca gezdik, yedik, içtik. Bloga yazacak pek çok şey var; sıraya koyamadım bir türlü.  Gün gün gidip detaylıca anlatacağım ama önce kısa bir özet yapayım:

  1. Bir kez mutlaka gidilmeli, görülmeli.
  2.  Küçük çocukla asla gidilmemeli hatta 15 yaş altı için eziyet sayılabilir – Tarihe/mutfağa/kültüre çok meraklı istisna çocuklar değilse-
  3. Çocuksuz gidiyorsanız turla gitmek çok çok akıllıca çünkü yol bulmak, toplu taşıma kullanmak, pahalı bir şehirde her metro-otobüse binerken 1.5 euroluk bilet almak, müze girişlerini vs araştırmak derdiniz olmadan takılın rehberin peşine, kafa yorgunluğu yaşamadan yiyin için gezin. Tek derdiniz mis gibi resimler çekmek olsun.
  4. Eş-dost tavsiyesi önemli; restoran- içki vb konularda tecrübelerden faydalanmak lazım.
  5. Turistlere çok alışkın bir şehir; takside bile kredi kartı geçiyor. Nakitsiz dolaşmak mümkün.
  6. Makarnaları bize az pişmiş geldi; baya baya çiğnemek gerekiyor. Pizzalarda domuz eti fiks, neredeyse bütün et ürünleri domuzdan elde edilmiş. Pek anlamasak da şarapları Türkiye’dekilerden kat kat üstün.
  7. Gürültücü bir halk. Restoranlar kahvehane gibi.
  8. İklim, Ege’ye benziyor. Sabahları soğuk öğlen-ikindi saatleri harika.
  9. Merkezde kalmakta ısrar etmeyin;  binalar çok eski. Konforsuz olabilir. Roma’da her yer birbirine çok yakın. Çok iyi bir otobüs-metro ağı var ve GPS okumayı azıcık da olsa biliyorsanız en uzak yer yarım saat mesafede.
  10. Kim ne derse desin sizin deneyiminiz size özgü olacak, beklentisiz gitmek en güzeli. Seyahatler iyi hoş olsa da pek çok zorluğu var. İyice düşünmek lazım.
Kategori:
Günlük · Seyahat

TÜM YORUMLAR

  • Tanıdığım neredeyse bütün zeki insanlar seyahat etmeyi, yeni yerler görmeyi seviyor. Bunu öncelikliyor. Bir bildikleri var bence.
    Bir Almanya gezinizdi sanırım: Euro 5 lira olmayaydi iyiydi demiştiniz. Şimdi keşke o fiyata olsa dediğimiz bu günlerde, 32 liraya da methiyeler düzer miyiz acaba ileride.
    Nice güzel seyahatler dilerim. Kendim gidemesem de goremesem de sizin adınıza çok mutlu oluyorum.

    Aliye Ocak 30, 2024 12:06 am Yanıtla
  • Tanıdığım neredeyse bütün zeki insanlar seyahat etmeyi, yeni yerler görmeyi seviyor. Bunu öncelikliyor. Bir bildikleri var bence.
    Bir Almanya gezinizdi sanırım: Euro 5 lira olmayaydi iyiydi demiştiniz. Şimdi keşke o fiyata olsa dediğimiz bu günlerde, 32 liraya da methiyeler düzer miyiz acaba ileride.
    Nice güzel seyahatler dilerim. Kendim gidemesem de goremesem de sizin adınıza çok mutlu oluyorum..

    Aliye Ocak 30, 2024 12:07 am Yanıtla
    • Teşekkür ederim sevgili Aliye. Hayat sürprizlerle dolu, inşallah geç başlar ama çok gezersiniz 🙂

      Aydınlık Yüz Ocak 31, 2024 1:58 pm Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir