Birkaç gün önce 47. yaş günümü kutladım. 23 nisan gibi güzel bir günde doğduğum için sabahleyin oğlumla törene gittik. İkimiz de hiçbir yere geç kalmayı sevmeyiz; 08.00’de Bodrum pazar yerindeydik. Bayram törenine bu sene her okuldan belli sayıda öğrenci katılıyormuş. Toplanmak için eski otogar uygun görülmüş. Yüzlerce çocuk ve veli , üst kattaki pazar yerine ki kere çıktı, iki kere geri indi. Genelde olduğu gibi başıboşluk ve kargaşa vardı. Eren Özlem Kafede açma yemişti, ben de tören bitince ailece kahvaltı yaparız gibi pembe hayallere kapılmıştım. Şükür daha sağ duyulu olan eşim Emre ile evde kaldı ve hiç o topa girmedi çünkü saat 10.00’da bile kortej başlamamıştı.
Baktım olacak gibi değil; yavrucağızımı öğretmenlere emanet edip ağaçlar altındaki güzelim belediye kafeye gittim ve karabuğday patlaklı minnoş bir kahvaltı yaptım. Saat 10.30 da yürüyüş başladı ve kaleye kadar gidildi. Herhalde halk oyunu gösterisi vb şeyler olacaktı ama alanda iğne atacak yer yoktu. Eren’le hiç oyalanmadan alışveriş merkezine geçtik. Marks &Spencer’daki 23 nisan indiriminden çocuklara ve bana hediyeler alıp son zamanlardaki favorimiz Yüzgeç’e gittik çünkü doğumgünü pastası değil kaymaklı ayva tatlısı istedim. Geçenlerde eşim yerken ucundan tadına bakmış ve çok beğenmiştim.
Tatlımı afiyetle yedikten sonra eve döndük. Biraz uyuyup dans dersime gitmek için evden çıktığımda arkadaşlarım arayıp Manuel’de buluşalım dediler. Bir-iki bir şey içeriz diye düşünüyordum ama şekersiz-glutensiz pasta, balon ve ışıl ışıl bir taçla bana çok tatlı bir sürpriz yaptılar.
47 yaşındayım ve neleri seviyorum biliyor musunuz?
Pembe rengi (45 yaşından sonra )
Yumuşak ışıkları, yılbaşı ağaçlarını
Çocuklarımı ve onlarla ilgili her şeyi; çoraplarını- kıyafetlerini katlamayı, alt-üst takım pijamalarını, kitaplarını, neşelerini
Sessizliği
Çayı-kahveyi ve dost muhabbetini
Anneme nevresim almayı, telefonda uzun uzun laflamayı, onun her konuşma sonunda büyük bir lütufta bulunmuşum gibi ”Allah razı olsun” demesini
Bu blogu, okumayı, yazmayı
Gözümü-kulağımı yormayan, dokusunu-ruhunu koruyabilmiş mekanları
Dışarda yemeyi
Sinema- dizi izlemeyi ve başkalarına uzun uzun anlatmayı
Ayakkabıma uyan bir giysi bulabilmiş olmayı ve renk uyumunu
Kız neşesini, olur olmaz şeylere gülmeyi, bir kız çocuğunun saçına takılmış şöyle süsleri
Kardeşime ”Hayat her şeye rağmen güzel ve yaşamaya değer” dedirtmeyi, onunla çıkılacak harika bir tatil hayalini
Not: Maalesef o gün 6.2’lik İstanbul depremi oldu.
Not: Yeğenim Efe bana çok tatlı bir video gönderdi ama boyutu yüzünden paylaşamadım.
TÜM YORUMLAR
Doğum gününüz kutlu olsun, güzel ailenizle neşeli, sağlıklı uzun bir ömür diliyorum.
Çok naziksiniz . Teşekkür ederim.
47 asla olamaz elif hanım, daha yeni Paris’te 40. mumunuzu uflemistiniz. O kadar vakit geçmiş olamaz.
Bence çok çok daha genç gonunuyorsunuz zaten. İyiki varsınız iyiki dogmussunuz.
Bence de Aliye, asla 47 olamaz! O Paris fotoğrafının üstünden 7 yıl geçmemiştir değil mi?
Musmutlu yeni bir yaş diliyorum 🙂
İnşallah Ceren. Hep beraber, güzel haberlerle dolu bir yıl olsun 🙂
Nice güzel sağlıklı ve keyifli yaşların olsun. 🙂
Aynı gün doğmuş olmamız ne tatlı bir tesadüf. Çocukken çok gururlanırdım “23 Nisan’da doğdum.” derken. Siz de öyle miydiniz? 40’larımda da böyle tatlı bir günde doğmuş olmam ne güzel diye sevinip duruyorum. Doğum gününüz kutlu olsun, nice mutlu yıllar dilerim, her gününüz sevdiğiniz şeylerle dolsun taşsın inşallah.
Aaaa ne tatlı olmuş bu tesadüf 🙂 Güzel dilekleriniz için teşekkür ederim, her günüm sevdiğim şeylerle dolsun , amin !