Yeni bir evim ve yeni bir işim oldu bu yıl benim. İkisi için de planlarım var. Henüz ne yapacağımı netleştirmedim ama değişmesini istediğim şeyler var ev ve işle ilgili.
Ev konusunda yıllardır aynı dilemmayı yaşıyorum. Ne kadar kalacağımızı bilmediğimiz evlere yatırım yapmak ile öğrenci evi havasında yaşamak arasında kalıyorum. Önceliğim olmadı hiç ev meselesi. Artık olsun istiyorum çünkü evimde huzur bulmaya şiddetle ihtiyacım var. Yapılacaklar listesinin hiç eksilmediği bir hayat yoruyor beni. Kapıyı açtığım andan itibaren iyi şeyler hissetmek, yerleşmek ve benimsemek istiyorum yaşadığım evi. Evimizin pek çok avantajı olsa da içime sinmeyen yanları var, belki değiştiririz kim bilir?
–Özel sektörle tanışmak: Devletim de devletim diyorum, başka bir şey demiyorum.
–Eren’i büyütmek . Uzun mesai saatleri yüzünden pek de anlamadan geçiverdi Eren’imin bebekliği. Beş aylıkken işe başladım. Abisi 15 aylıkken dönmüştüm asistanlığa. Artısı ,ev depresyonuna kapılmadım. Eksisi , daimi bir özlem, şaşkınlık (ne zaman bu kadar büyüdü şaşkınlığı), tuhaf duygular, suçluluk.
–Kreş . Patika Bodrum’da olmanın en iyi yanlarından biri. Eylülde bir üst sınıfa geçti Emre. 4-5 yaş grubuna. Yemesi daha iyi. Hiç salata yemedi 1 .5 yıla yakın. Şimdi az da olsa yemeye başlamış. Hiç abur cubur olmadığından en azından öğle yemeğini çok güzel yiyor olması bir teselli benim için. Akşamları az yese de kötü hissetmiyorum. Sabahları bırakmak hep zordu, bir aydır maşallah diyeyim çok rahat bırakıyorum.
–Annelerle yapılan konuşmalar ve organizasyonlar,Whatsap’da bir grubumuz var, kolayca organize oluyoruz. Nisan ve mayısta her hafta sonu bir doğum günü kutlaması vardı. Çok iyi geldi bize. Yalnız hissetmiyorum Bodrum’da. Yardıma ihtiyaç duyunca koşacak birileri var illa ki.
— Bodrum’da yaz geçirmenin çeşitli boyutları,: Ağustos cidden sıcak. Terlemiş olarak uyanmak fena. Ben ağustosu karadenizde bir yaylada geçirmeliyim, kesin bilgi.
— Araba kullanmak : Baba kişisi motorsiklet kullanıyor. Ev dağın başında.Dolayısıyla ben hep arabadayım. Bakıcıyı al, bırak, Emre’yi kreşe götür, işe gel, işten çık, kreşe git, ordan eve sür derken her gün en az 60 dakika araba sürüyorum. Hey gidi günler. Araba sürmek bana imkansız gibi gelirdi. 33 yaşımda öğrendiğime ben bile inanamıyorum.
–Hayatımızdan bir Max ve Astrid geçti. İletişimde kalacağız hatta bu yaz Paris’e gideceğiz ama her gün görüşmek çok güzeldi. Çocukların bahçede oynamasını beklemek, arada sırada ev oturması yapmak, birlikte gittiğimiz Ortakent parkı, çocuğu başka bir ebeveynin alması güzeldi.
–Aşk, ah minel aşk.. Keşiflerim oldu bu yıl. Daha derinim ve hoşgörülüyüm artık diyeyim özetle. Aşkta ve dostlukta.
Gel bakalım 2015. Hazırız, işimiz bu, yaşamak.