Datça’ya Yolculuk 2017 ve Badem Çiçeği Festivali

Şubat 24, 2018
270
Views

Ege aşığı Serdar Benli’den duyduğum badem çiçeklerini görmeye geçen yıl niyet etmiştim, olmamıştı, kısmet bu seneyeymiş.

Gidişi feribotla dönüşü araçla planlamıştık. Peki neden feribot biletini bir gece önceden internetten almadık?Akıl tutulması herhalde. Feribot dokuz buçukta kalkacaktı, kapalı kısımda oturabilelim diye bir saat önce gittik ve sürpriz!! Araç için tüm biletler satılmış. Beklersek mutlaka bir-iki araçlık yer olacağını söylediler. Bir saat dolandık marinada. Emre paten kaydı, bize yer kalmazsa diye endişelendi,  Eren ise pek enerjik ve mutluydu. Dedikleri gibi en sonunda bizi aldılar ve yine sürpriz! Değil kapalı kısım açık alanda bile yer yok. Birinin dediği gibi ”Mülteci teknesi” kıvamındaydı feribot. Zar zor bir yere sıkıştık.

Eren sadece telefondan oyun oynadığı dakikalarda oturdu. Neredeyse iki saatlik sürenin tamamını daracık ve dik merdivenlerden aşağı yukarı inip çıkarak ve her an bir kaza tehlikesi ile bizi alarmda tutarak geçirdi. Şükür ki babaları sabırlı bir adam.

Açık alana çıkanların boş bıraktığı koltuklarda oturduğumuz mutlu dakikalardayız

Hava güzeldi. Ara ara esen sert rüzgar özellikle feribottan inerken ve gezimiz boyunca bizi zorladı. Datça merkeze ulaştığımızda önce park yeri aradık epeyce. Sonra kahvaltı mekanı. Açlıktan ve neredeyse iki saati bulan feribot çilesinden sonra tel tel gerilmiş sinirlerimle ilk girdiğim mekan sahibi ile bir güzel atıştım. Ege’nin esnafı tıpkı Berlin esnafı. Sanki sana lütfediyor hizmet vererek. Bir kahvaltıya 30-40 lira aldıkları yetmezmiş gibi müşteriyi terslemek de Allah’ın emri.

datça kahvaltı
Fotoğraf çok kötü ama bir buçuk yıl önceki gezimizde de kahvaltı ettiğimiz Kafe Inn’den yine çok mutlu ayrıldık. Konum, dekor, lezzet, servis; her birinde başarılılar. Çocuklar rahat vermedi orası ayrı.
Eren’in hareketlerine bakınız
Badem Çiçeği Festivali 🙂

Festival için ciddi emek harcanmış. Bu iki arkadaştan klarnet çalanın adı Özgür Pazarlı. Nefisti. Instagramdaki hesabına bakınız bence @ozgurpazarli

Kahvaltı, konser, hemen festival alanı bitişiğindeki çocuk parkında takılmaca sonrası çiçek görelim diye yollara düştük. Malesef çok az çiçek kalmıştı. O arada çocuklar uyudu ve dönüş yoluna koyulduk.

Çocukları ve eşimi arabada uyumaya bırakıp Mavi Beyaz Pide’de önce köpüklü bir Türk kahvesi içtim hatta uyumaya çalıştım. Hava harika, ortalık sessizdi. Sadece ördek sesleri ve ağaçlar vardı. Karnımızı doyurup, neredeyse iki saat dinlendikten sonra tekrar yola düştük.

İç mekanı çok sevdim, şömineyi de yaktılar ki oh mis 🙂
Feribot ve rüzgar çilesine rağmen iyi ki gittik. Darısı başınıza.

TÜM YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir