İstifa edeli neredeyse bir ay oldu. Bu bir ayın ilk on beş günü şubat tatiline denk geldiği için çocuklar ve misafirlerim olan iki genç kızla genellikle evde yemek, kek, kurabiye, biraz gezmek dolaşmak şeklinde geçirdik. Bu sene hiçbir bölgede tam anlamıyla kış olmadığı için, Bodrum’un nasıl olduğunu tahmin edebilirsiniz, genellikle son derece ılık hatta sıcak insanların tişörtle dolaştığı bir kış geçiriyoruz.
Bodrum’a geldiğim ilk günden beri çalıştığım için eğer çalışan bir kadın olmasaydım tüm gün sokaklarda olacağımı, yeni mekanlar keşfedeceğimi düşünürdüm. Tabii işin aslı öyle olmuyor. Yalnız başına ne kadar dolaşsa da insan, mutlaka bir sohbet, bir arkadaş istiyor. Herkes çalışıyor, herkesin bir meşguliyeti var, çat kapı kimseye gidemiyorsun. Şikayetçi değilim yalnız başıma yapabileceğim pek çok güzel şey var. En önemlisi telaşsız yaşamak; koşturmadan çocukları okula götürebilmek, bir toplantı olduğunda, rahatça katılabileceğini bilmek, kimseden izin almak zorunda olmamak.
Gerisini resimlerle anlatayım.
![]() |
Hiç hesapta olmayan ve çok keyif aldığım bir uğraşım var. Sevgili arkadaşım Kadın Doğum Uzmanı Aybala Akıl’nın web sitesi için doğumla ilgili kitaplar okuyor ve bir kitap köşesi hazırlıyorum. Göz atmanızı tavsiye ederim, kapsamlı bir internet sitesine sahip kendisi. Şu ana kadar üç tane yazı yazdım, sırada bekleyen dört kitap daha bulunuyor. Şimdilik. |
![]() |
İnstagram’dan görüp pek merak ettiğim, Ortakent’te bulunan Mini Coffee Shop. Köyün içinde, sakin buluşmalar için ideal |
![]() |
Peki inanamasam da bize bir Paris yolu görünüyor. Henüz dersimize çalışmaya başlamadık. Paris’te ne yapılır acaba? |
![]() |
Evet, inanılmaz ama Suavi konserine gittim, tek başıma. Sevdiğim tek şarkısı olan Yalıçapkını’nı canlı dinlediğim için çok mutluyum. |
![]() |
Uzun zamandır içmediğim kadar lezzetli bir çay içtiğim, Ortakent taş fırınından öğrendiğim çay markasını henüz denemedim |
![]() |
Emre hep aynı kitapları okumaktan çok sıkıldığını söyleyince utanmayı bırakıp bir arkadaşımdan çocuk kitabı istedim. Meğer tam adamına sormuşum, bu seriye bayıldık. |
![]() |
İşte benim en sevdiğim ortam: Sohbet edebileceğim bir dostla içilen çay ve belki de yanında minik bir kurabiye. En kral kafeye on basar. |
![]() |
Evde çürümeye yüz tutan mandalinalar olunca marmelat yapmayı denedim. Elbette internetteki tariflerle. Biraz sulu olsa da tatlı lor peynirinin üzerine döktüğümde harika oldu. |
Tabii ki İmge kafe ve alışveriş her zaman yapabileceğim şeylerden ikisi. İmgeye iki kez uğradım ve bol bol vitrin bakıyorum fakat ekonomik anlamda önümüzü göremediğimiz için alışveriş konusunda kendimi tutmaya çalışıyorum.
Doğrusunu söylemek gerekirse bir aydan sonra bile sanki hiç çalışmamışım gibi geliyor. Olumsuz anılar çok çabuk unutuluyor. . .
E-POSTA ABONELİĞİ
Aşağıdaki kutucuğa e-posta adresini yazarak her yeni makaleden anında haberdar olabilirsin
Abone olduğunuz için teşekkür ederim.
Bir şeyler yanlış gitti. Lütfen tekrar deneyin.
TÜM YORUMLAR
24 yıllık çalışma hayatımdan sonra ayrılmayı düşünüyorum bu günlerde. Ama evde ne yaparın? Sıkılır mıyım? diye de endişelerim var. İnsanoğlu her duruma uyum sağlıyor aslında. Cesaret edebilirim inşallah:)
Siz kendinizi İyi tanırsınız elbette Kadriye hanım, Bodrum'da vakit geçirmek zor değil. Yaşadığınız şehirle çok ilgili mi ondan da emin değilim. Hakkınızda hayırlısı olsun
Oncelikle sakarya' daki yeni yasaminizda mutluluklar diliyorum… Çayin markasi okunmuyor…ben de ne zamandir iyi bir cay icemedim…markasi nedir? Bulursam denemek istedim…
Altın başak gözde
Merhaba, yazınız için teşekkürler. Blog yazarlarının sosyal paylaşım ve buluşma noktasına sizleri de bekleriz. Böylelikle içeriklerinizi diğer blog yazarlarına tanıtabilir ve diğer blog yazarlarıyla kolaylıkla iletişim kurabilirsiniz. İyi çalışmalar. http://blogworld.com.tr.ht/