Bu Aralar Hayat

Şubat 20, 2023
180
Views

Bu yazıyı okurken bu şarkıyı dinlemenizi öneriyorum:

”Upuzun ocak ayı nihayet bitti. Nedense yılın en zor geçen ayı; sanki 40 gün sürüyor.” yazmıştım on beş gün önce. Her sabah takvime bir çentik atıyordum, eşimin üç ayı dolmak üzereydi ve iyice bunalmıştım. Evde her şey bozuldu, bir ayna almıştım trendyoldan; astıramadım kimseye. Basket potası taktırdık dış duvara vidası eksik takıldı, sallanıp durdu, yepyeni bilgisayar mavi ekran verdi, on kere aradım Casper’ı vs vs. Isı pompası bozuldu. 2-3 gün soğukta oturdum. Tek başına çocuk büyütenlerin, hayat sürdürenlerin işi ne kadar zor; biliyordum ama yaşamak bambaşka bir deneyim Tabi görünürde var olan ama eve-barka hiç bakmayan, umursamayan veya eli bu işlere yatkın olmayanlarla evli olmak belki daha da zor ve sinir bozucu olabilir.

Annemi 30 ocak sabahı gönderdim. Ah anne…Bodrum havalimanında benden ayrıldıktan 10 adım sonra şaşkın şaşkın sağa sola bakışını nasıl unutacağım? Bu kadar kafamız karışık , ruhumuz allak bullak nasıl yaşıyoruz biz anne? Hangi cesaretle çocuk sahibi olduk? Ne olacak anne bu işler? Maalesef bizi arayacak ve bulacak kimse de yok 🙁 (Sonunda Sabiha Gökçen’de gerçekten kaybolup bir saat dolanmış garibim.)

PAN kitabevi , İzmir, özlemişim.

2 şubatta İzmir’e gittik çocuklarla. Büyük oğlumun büyümesi biraz yavaş, gözden kaçırdığımız bir şey olmasın, içim rahat etsin diye. Şehirler arası araba kullanmakta zorluk yok ama şehir içinde elim ayağıma dolaşıyor, GPS olmasa zaten hiç yola çıkamam. Bir GPS’i bir de bulaşık makinesini icat eden kişi nice kadının hayatını sonsuza dek değiştireceğini biliyor muydu acaba? GPS o kadar önemli ki benim için tarifi zor. Yıllar byunca kaybolmadan hiçbir yere gidemedik. Kardeşimi havaalanına götürüp getirirken çektiğimiz çileden beş cilt kitap yazılır. Zavallı babamın yaşadığı stresi, kaygıyı anlatmaya kelimeler yetmez. Ben de ona çekmişim; sağıma dönünce solum nerede karıştırıyorum. Kafam allak bullak oluyor. Akıllı oğlum Emre telefonu bir kablo ile arabanın ekranına bağladı , böylece bir telefona bir yola bakmaktan da kurtuldum. Öyle olunca hepten rahatladım. Doktorun yeri Mavişehir’deydi. Dev parklar, binalar, Townhill AVM bize kendimizi epey farklı hissettirdi; köyden şehre gelmiş gibi. Ağzımız açık her yere bakakaldık. Çocukları AVM’de trambolin parkına bıraktım (45 dakikası 125 lira, çocuk başına) ve PAN kitabevinde keyif yaptım.

Oğlumuzda tıbbi bir sorun yok binlerce şükür ancak 3 günlük yemek listesini gönderdikten sonra doktor bey kalori alımını çok az buldu . ”Malnutrisyon gibi düşünün” diyince pek bir üzüldüm. Babamın dediği gibi çocuklar hep aç gerçekten. Diyetisyene gittik, liste aldık bakalım, en azından sabahları omlet filan var. Bugün okulla görüştüm. Öğlen hiçbir şey yemiyor biliyorum. Baştan ayağa sorun mu çocuk kısmı, ben mi çok beceriksizim bilemiyorum.

Ah…ah. Doğru söze ne denir. Yazının tamamını okuyun lütfen.

Ve DEPREM OLDU. Bir kez daha, bir kez daha yıkıldık. Öldük bittik. Eşimin akrabalarında çok kayıp var. Ölenlere ayrı kalanlara ayrı üzüldük. Evsizlik; hele bu zamanda bu pahalılıkta, nasıl olacak hiç bilmiyorum. Kayınvalidem ve kız kardeşi bizde kalacak bir süre. Umarım olabildiği kadar hasarsız atlatırlar kalan ayları, yılları.

Eşim ailesinin yaşadığı felaket sebebiyle bir ay erken döndü. Pazartesi sabahı durumu idareye iletti, perşembe sabahı uçağa bindi. Bakanlık çok hızlı davrandı ve hiç sorun çıkmadı. Çok beklediğim kavuşma gerçekleşti. Ne kadar sevindim, ne kadar rahatladım anlatamam. Bir süre koala gibi kendisine yapışmayı ve ayrılmamayı düşünüyorum. İstanbul aktarmalı uçtuğu için biz onu iç hatlarda bekledik, meğer yurtdışı sayılıp dış hatlara gidiyorlarmış tekrar. Hayal ettiğim gibi kayar kapılardan çıkmadı, biz dış hatlar girişi bulana kadar o kapıdan çıkmış, İki elinde iki koca valiz, bize doğru yürüyerek geldi. Sonrası bol bol yemek, muhabbet, matkap-vida-çivi 🙂 Dün tekrar uçağa binip memleketine gitti. Bugün yoldalar. Gece inşallah evinde uyuyacak.

Ebeveyn banyomuzun tadilatının 100 bin liraya çıkacağını anlayınca vazgeçtim. Sadece duşakabin değişecek ve tavan elden geçecek. Usta yarın sabah gelecek; iş içinde iş , hiç de kolay olmuyor ama öyle bir haldeyim ki hiçbir şey için uygun zaman yok. Yapabildiğin gün yapacaksın. Babası gelsin de İzmir’e beraber gideriz deseydim muhtemelen üç ay daha gidemezdik. İşte bunlar bizi yaşlandıran, tüketen şeyler a dostlar. Olağanüstü istikrarsız bir hayat yaşıyor olmak.

1 aylık şubat tatili çok şükür bugün bitti. Çocukları okula gönderdim. İşe geldim. Ne kadar değerli bu rutinler. Geçen hafta Marmaris’in testleri için online görevdeydim, maalesef her çalışmada problem oldu ve ben sanki PCR’ın ilk zamanlarıymış gibi aşırı bir kaygıya kapıldım. Bir tür atak yaşadım. Yerimden kımıldayamadım. Sema ve Zeynep destek olmasa iyice perişan olacaktım.

Bu aralar hayat böyle..

20.02.2023. Sudan hatırası.
Kategori:
Genel · Günlük · Seyahat

TÜM YORUMLAR

  • Ne güzel yavruların var.Maaşallah.Hayat böyle koştura koştura ,hiçbir yere yetişemeyerek geçiyor.Belki yetişemediğimizi sanarak. Bana kalırsa her şey olması gerektiği.ya da aklımı kaçırmamak için bunu düstur ediniyorum kendime.

    Gul Şubat 21, 2023 10:13 am Yanıtla
    • Teşekkür ederim. İyi ki çocuklar var. Onlar olduğu müddetçe hayatın devam etmesinin ne demek olduğunu anlıyorum. Ayılıp bayılma lüksün olmuyor, okullar, ödevler, sevgi gösterileri, okuldan kim alacak vs derken yaşamın dışına atamıyorsun kendini.

      Aydınlık Yüz Şubat 22, 2023 9:47 am Yanıtla
  • Elif Hanımcım, başınız sağolsun. Allah sizlere uzun sağlıklı ömürler versin inşallah.
    Geçmiş olsun, gözünüz aydın.
    Sevgiler

    Aliye Şubat 24, 2023 12:34 am Yanıtla
  • Rutinin sıradanlığından ayırma yarabbi diye ediyorum sürekli çocuğu olan bilir rutinin kıymetini. Kavuşma mutluluğunuz daim olsun inşallah.

    Huriye Şubat 27, 2023 3:58 pm Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir