Genellikle alarmsız uyanıyorum. Vücudum alışmış. 06.00-07.00 arasında gözlerim açılıveriyor. Uykularım iyi. Nadiren 5.00 gibi uyanıp tekrar uyuyamıyorum. Telefonumu yatak odama götürmemeye çalışıyorum: Elimin ulaşacağı bir yerde ise Reels ve alışveriş bataklığına düşmemem mümkün değil.
Emre 8 ocak 2024 itibariyle Turgutreis Vedat Türkmen ortaokuluna nakil oldu. O tarihe kadar 8.20’de gelen servise Eren’le biniyor, 16.00 olmadan da yine servisle dönüyordu. Bizim için çok konforluydu fakat seneye liseye başlayacak çocuğumuzun temel matematik- Türkçe bilgisinin eksik olduğunu iyice anlayınca iş başa düştü. Bir aydır sabah-akşam Turgutreis yolundayız. Hafta sonları da ya rehberlik dersi ya da fen için gidiyoruz , seneye büyük olasılıkla yine o taraftaki bir özel okula gidecekler. Epeyce şoförlük yapacağız gibi görünüyor.
Emre 7.15 gibi kalkıyor, Eren biraz daha geç. Salamlı kaşarlı tost, omlet, pankek seçeneklerinden biri ile kahvaltı yapıyorlar. Emre hala nesquikli süt içiyor. Daha erken kalkmışlarsa TV’den youtube açıp oyun videosu izliyorlar: Dijital dünya ile orantısız mücadelemiz bazen zayıf bazen şiddetli hiç ara vermeden devam ediyor. Çantalarını akşamdan hazırlıyorlar. Suluklarını doldurma, harçlık vb işler genellikle sabaha kalıyor. Öğle yemeklerinde Eren, okulun arka sokağındaki Kevser hanımın evinde yemeye devam ediyor. Emre döner dürüm yiyor okulda (55 lira) fakat domates- yeşillik vs koyuyorlarmış ve çok karışık oluyormuş, midesi bulanıyormuş. Bugün evden yarım ekmek arası hindi salamı koydum. Bakalım akşam ne yorum yapacak.
Sabahları, çoğunlukla ben, arabayla bırakıyorum. Bazen eşim motosikletle götürüyor. İlk sabah 7.40 gibi çıkmıştık. Hava daha aydınlanmamıştı. 8.00 olmadan okula varmıştık. Şimdilerde 8.00 gibi çıkıyoruz ve en çok 20 dakikada ulaşıyoruz. Eren’i okul kıyafetleri ve kahvaltısı ile baş başa bırakıp çıkıyoruz, servise kendisi biniyor, bazen de babası bekliyor. Yol boyunca Emre telefonundan youtube shorts izliyor. Ben müzik dinliyorum. Son günlerde Alem Fm’de şahane bir program keşfettim: Fatih Yıldırım ve Umut Bezgin’le Kafa Açan Uzman. Onları dinleyip gülümseyerek, arada kahkahalar atarak araba sürüyorum. O saatlerde pek konuşma isteği olmuyor oğlanın; ayılmaya çalışıyor.
Evden çıkarken kol çantam tıka basa dolu oluyor. Makyaj çantamı bulamadım bu sabah. Kitap, defter, evde yapıp da mutlaka artan kek-kurabiye vb derken saç baş dağınık arabaya biniyorum. Elektrikli araca geçmek çok isabetli bir tercih oldu. Her gün 30-40 km yol yapıyoruz, eve gelince arabayı şarja takıyoruz. Benzinden beş kat daha ucuza geliyor.
Uzun süredir evde kahvaltı yapmıyorum. Mümkün olduğu kadar geciktiriyorum. Emre’yi erken bıraktığım için bazen hastaneye çok yakın olan markete uğrayıp evin ihtiyaçlarını almaya zamanım kalıyor. İşe gelince çayın yanında Altın başak, zeytin (hastanenin verdiği) , evden getirmişsem kuru kayısı ile kahvaltı yapıyorum. Düzleştiricim hastanede duruyor, keyfim yerinde ise hafif bir makyaj yapıyorum.
Çocuklar büyüyor, bakımları kolaylaşıyor. Her gün ömürden eksiliyor ama yaşıyoruz dolu dizgin 🙂
TÜM YORUMLAR
Bahar dizisini izlediniz mi. Sevgiler
Bölük pörçük de olsa izledim. Ekrandaki saçmalıklarla kıyaslanınca hoş, eğlenceli vs ama.. İşte bir aması var, kayınpeder evi- arsayı Bahr’ın üzerine yapmış filan. Biraz absürd geldi doğrusu. Yine de rastlayınca izliyorum Bahar ve İnci Taneleri’ni.
Sen nasıl buldun?
Abartı gelen sahneleri çok olmaya başladı.
2. Bölümü izlemiştim. Hayatına yeni bir başlangıç yapmak isteyen, yapmis kadınlar için biçilmiş kaftandi. Dr CHA mi ne bı Kore dizisinin uyarlamasiymis. Azimle takip edeceğimi sanmıyorum. Şıpsevdiyim, bı seviyorum bı vazgeçiyorum 🤪
Maalesef kurgu böyle bir şey. İlla bir şablon oluyor, bir çatışma, kahramanın dönüşümü ve final. Olan bitene takılmadan oyunculuklardan keyif alarak izlemek lazım herhalde. Şu an ekranda olup da izlenecek nadir şeylerden biri.
Tus tan nasıl 79 alabilirsin ya. Evinde, full mesai ev hanimligi devam ederken, kimselere çaktırmadan ve aradan 20 yıl geçmişken.
Ona da çok takıldım. Asistan- pratisyen karıştırmışlar; kime ne dedikleri belli değil. Gencecik çocuklar hemen Bahar’a aşık oluyor filan. Sanki ”uyanmak” yapılması gereken tek şeymiş gibi. Sonrası çok kolaymış gibi. Bu kadar parası olan, çevresi olan, şansı olan kaç kadın var?