Bu aralar hayat pek hareketli: O kadar çok şey olup bitiyor ki yetişemiyorum. Onu unutmayayım, bunu unutmayayım derken haftalar su gibi akıp geçiyor. Yazıları çalakalem yazıyorum. Özenip uzun uzun yazayım desem hiç yazamayacağım.
Bodrum’da 11. kez mimoza mevsimindeyiz. Mor salkımlar, sarı çiçekler, papatyalar, gelincikler. Kesinlikle yılın en güzel zamanındayız. Yaz kapıda; en sevmediğim mevsim. Bu sene kış oldu mu? Birkaç gün haricinde ince mont bile giymedim . Yine de ısı pompasını 30 marta kadar açık tuttuk. Geceler serindi, yorgan ve battaniye ile yattık. Eren hala ısrarla içlik giyiyor; babası gibi üşümeyi hiç sevmiyor.
Peki benim kafam neden bu kadar karışık? Neden hiç olmadığım kadar daldan dala atlıyorum, bir işe 1 dk filan odaklanabiliyorum? Neden alışveriş siteleri ve reels bataklıklarına boğazıma kadar gömülmüş durumdayım? İşte mevzular:
1.Emre’nin büyümesi hızlandı fakat yaşıtlarına göre çok ufak-tefek. Büyüme hormonu kullanması gerekebilir mi? Büyük hastanede yapılması gereken ileri tetkikler var, nasıl organize olsam?
2. Önümüzdeki yıl Turgutreise taşınsak fakat evimizi sürekli kiraya vermesek. Okul-kurs- öğretmen her şey Turgutreis’de. Kiralık ev bakmak vs bir sürü iş.
3. Psikolog görüşmelerimi düzenli olarak yapabilmek için hem zihnimin hem cüzdanımın yeterli olması lazım. (Serdar Çankaya ile görüşüyorum; ayrıca yazacağım)
4. Bayramda Hatay’a gitmemiz gerek; eşe-dosta ufak-tefek hediyeler almak lazım. Yolda konaklamamız lazım , elektrikli araçla ilk kez uzun yol yapacağız.
5. LGS hedefimiz yok ama özel dersler, matematik fobisi , bilgisayarı kaldırdıktan sonraki süreci yönetmek halen ciddi bir mesai istiyor.
6. Yaz için plan yapmak lazım. Ağustosta burada olmamak lazım. Max ne zaman gelecek? Emre’yi Bali’ye götürmek istiyorlar mı hala? Ne zaman? Nasıl? Berlin’de ev kiralayıp kardeşimle komşuluk yapmak, yemek pişirip onları çağırmak istiyorum. Hayaller bazen gerçek olur; olmalı.
7. Eski hastanemde odayı paylaştığım doktor hanımın tayini çıkmış. Ufukta yine aynı ortamda çalışma ihtimali belirdi.
Şu yedi maddenin her biri her gün aklımda dönüp duruyor. Ağustosta Bodrum’da olmasam çok iyi olur fakat o tarihte uçak ve konaklama fiyatları uçuyor , Berlin çok pahalıya geliyor. Bu cümleyi yazarken az önce instagramda rastladığım ucuz bilet bulma tüyolarını kontrol edesim geliyor, tarih değişince Airbnb’ye de tekrar bakmam lazım. Haziran sonunda kaçırmak istemediğim iki düğün var. Galiba sorun şu öyle bir plan yapayım ki kimse mutsuz olmasın, hesaplı olsun ve yaptığıma değsin. Elbette böyle bir şey mümkün değil. Bir yerde illa ki mutsuz olunacak. Ona da uyum sağlanacak, o kadar kafa yormaya, günleri düşünce labirentlerinde kaybetmeye gerek var mı?
Hayat tam gaz devam ediyor, benim hazır olmamı filan beklemiyor. Oğlanlar kocaman oldu. Bu sabah Emre’yi ben götürecektim, kalktım, sahur sonrası uyku zaten perişanlık. Aygın baygın pankek yaptım . O ara Emre motosikletle gitmek istediğini söyledi, babası da bana dönüp ”Senin için sorun olur mu” dedi. Yahu niye sorun olsun, beni bir sürü zahmetten kurtarıyorsun. Yüzümden anladı gereksiz bir şey sorduğunu ve bozuldu. Gönlünü almak için kalkıp öptüm. Emre ne dese beğenirsin:
” Fikir benden çıktı ama öpücüğü babam aldı.”
Ve seçim. Bunu yazmamam mümkün mü?
31 mart seçimlerinden hiçbir beklentim yok iken, o günkü tek kaygım iftarda menüsünü yetiştirmekken bu manzara nedir? Ülke bize yine büyük bir sürpriz yaptı! ”Ege’nin incisi Adıyaman” benzeri nice bomba espri ise 3 gündür ha gayret gülümseme sebebim.
Elbette büyük çıkarımlar yapıp umutlanmaya kalkışmadım ama ne çok özlemişiz sevinmeyi, gülmeyi, gencecik kadın belediye başkanlarını. Çok çok iyi geldi. Bakalım neler olacak?
Bu aralar biz böyleyiz, sizlerde durumlar nasıl?
TÜM YORUMLAR
Hayatı bu kadar da koşturmacalı yaşamayın lütfen. Dopdolu bir paylaşım olmuş. Emre spor yapıyor mu, basketbol oynamayı seviyor mu? Her ergenin gelişim hızının farklı olduğunu unutmayın. Bir endokrinolog veya dahiliye uzmanına danışmak da iyi olacaktır.
URLA’da da bahar geldi. Tüm ülkede bahar havası esiyor. Mutluyuz.
Sevgiyle.
Kızıma ergenliği geciktirici ilaçlar vermişti çocuk endokrin uzmanı( üç hocaya danışıp karar vermiştik) 1 yılı aşkın kullanmıştık. LGS hazırlıkta ben mozaik yayınlarının mat kitaplarını çok beğenmiştim(iki yıl önce idi) soruların yanıtlarını veriyor yapamadıysan online da bir de benzer soru veriyor, sonra tekrar veriyor. Çalışan için harika kaynak. Kızım da arkadaşlarından duyup okyanus yayın. bir kitabını son bir ayda beni şaşırtarak bitirmişti. Kolay gelsin. Sevgile…Ayşe
Kızıma ergenliği geciktirici ilaçlar vermişti çocuk endokrin uzmanı( üç hocaya danışıp karar vermiştik) 1 yılı aşkın kullanmıştık. LGS hazırlıkta ben mozaik yayınlarının mat kitaplarını çok beğenmiştim(iki yıl önce idi) soruların yanıtlarını veriyor yapamadıysan online da bir de benzer soru veriyor, sonra tekrar veriyor. Çalışan için harika kaynak. Kızım da arkadaşlarından duyup okyanus yayın. bir kitabını son bir ayda beni şaşırtarak bitirmişti. Kolay gelsin. Sevgile…Ayşe
Tekrar merhaba,
blogunuzdan çıkamıyorum demiş miydim;) Geçendeki Hjunam-dONG Kitabevi tesadüfü çok tatlı gelmişti. Bu yazıda da Serdar Çankaya çıktı karşıma. Yıllardır podcast dinlerim , psikoloji kitapları okurum ama bi aile meselesi podcastini daha geçen çarşamba duydum. Ayrıca yazacağım demişsiniz, yazdınız mı acaba? Daldan dala atlıyorum okurken, kaçırmış olmayayım. SEVGİLER :*
Demiştiniz ve çok mutlu ediyor beni bu ifadeniz 🙂
Serdar’la 4 seans görüştük. Henüz yazmadım; aslında yarım kaldığı için ne yazacağımı bilemedim sanırım . Yarım bırakmam tamamen ekonomik sebeplerden çünkü bu işin aylarca sürmesi lazım. Bu işe ciddi bir bütçe ayırabilecek olsaydım onunla çalışmayı çok isterdim. İşini ciddiyetle yapan ve ezberleri bozan bir insan.