(Bu yazıyı -mümkünse- bu şarkının eşliğinde okuyun)
Ruhumun Sevgili Parçaları,
Sizleri geri çağırıyorum.
Birkaç hafta öncesine kadar sanıyordum ki ne zaman istesem gelirsiniz. Uzaklarda bir yerde de olsanız nasıl olsa benimsiniz. Öyle olmadığını hafiften bunamaya başlayınca anladım. O kadar dağılmışım ki neyin nerede olduğunu, neyi nerede /kimde bıraktığımı çoktan unutmuşum. Daha da önemlisi bu unutuşu marifet sanmışım. Kendi kendime anlaşmalar yapmışım; büyük bir saflık ve kibirle benden bir parçaya sahip olanın kendini şanslı sayacağına ve beni hep seveceğine inanmışım. Hah ha 🙂 Ne büyük yanılgı.
40 yıldır devam eden bu parça parça dağılma meselesinde sona yaklaştığımı hissediyorum. İnanın bir anda oldu. Gözümün önüne bir görsel geldi. Güneş gibi bir şey düşünün; ortada bir enerji merkezi ve sağa sola dağılmış ışık demetleri. Benim güneşim etrafımı aydınlatıp ısıtacağım diye minicik kalmış.. Kendi kendime ”Merkezimdeyim” dedim ve görsel ve ruhsal olarak o ışınları geri çekmek istedim.
Beni ben yapan şeyler var: Sorun çözmek, eksikleri görüp gidermeye çalışmak, entelektüel zevkler (okumak, yazmak, dinlemek, sinemanın büyülü dili, şarkılar, ormanlar, çocuklar), konuşmak, kelimelerin sihrine inanmak, dünyadaki güzel yerleri görmek. Bunlar için kimseden özür dilemeyeceğim.
Zorlayıcı yanlarım var: Fiziksel olarak dağınıklık, köksüzlük, bir yere ait olamamak, birini hayal kırıklığına uğratmaktan çok çekinmek, aşırı empati, durgun bir hayattan keyif alamamak, belirsizlikten kaçmak için yanlış kararlar vermek… Bunlar için de özür dilemeyeceğim.
Hayata küsmek, kabuğuma çekilmek, huysuz biri olmak, yıllar geçtikçe acılaşmak istemiyorum. İnsanlara destek olmayı seviyorum, karşılık beklemeden yapılan işleri seviyorum. Birinin iyi hissetmesi bana da iyi hissettiriyor ama içimi tek parça tutmak da istiyorum. Bu kadar heder olmak istemiyorum. Tek cümle ile dağılmak istemiyorum.
Bir yapbozum ben. Ne resmi yapmaya çalıştığımı bilmiyorum; kutunun içindeki kağıt kaybolmuş. Tam bir şeye benzer gibi oluyorum, galiba ilk olarak kendim korkuyorum; zor bela yerine koyduğum 3-5 parçayı hemen dağıtıyorum . Yeniden başlıyorum.
Yapbozları hiç sevmem.
Bu yazı burada bitsin. Yarım kalsın.