Bu Aralar Hayat; Bir Tatlı Huzur

Ağustos 18, 2025
71
Views

Uzun zamandır depresif bir ruh halindeydim. Sebep saymaya gerek yok; orta yaş halleri, ülkenin yuvarlandığı çukur, ekonomik kriz…Aklınıza ne gelirse. 2-3 gün huzur içinde yaşayamıyorduk; illa ki bir şey çıkıyor, yüzümüz asılıyor, sesler yükseliyordu. Haziran ortası gibi başladığım Yakın İlişkinin Yasaları programı  (Sonraki postta son beş buluşmayı özetleyeceğim, yarın 10. buluşmamızı yapıyoruz) ve yüz yüze psikolojik destek imdadıma yetişti ve 1 aya yakındır ani çıkışlarım / tepkiselliğim epeyce azaldı. İçime bir sakinlik geldi.

Son okuduğum kitaplar bu ”Sakinleşme” sürecime katkıda bulundu. Hem Bu İlişkiyi Konuşmalıyız hem de Yakın İlişkinin Yasaları bildiğim ama kaos içinde netleştiremediğim şeyleri derli toplu bir halde önüme koydular. Neleri mi mesela?

-İstediğin kadar küs, surat as, içine kapan, bin bir şekilde ne kadar incindiğini anlat; FAYDASI YOK. Ne sana ne ona. (Elde çekiçle sağa sola darbeler indirerek elime ne geçeceğini ummuştum acaba? Evet, biliyorum; kimse hele ki çocukları olan bir kadının böyle agresif tavırlar içinde olması yıllar içinde karşılanmamış nice ihtiyaçla alakalı ve fakat karşıdaki insan da o karşılanmamış şeylerin peşinde ve zaten anlayabilecek olsa ilk 2-3 seferde anlıyor. )

-Mutluluğumu, huzurumu, güvenli yaşama arzumu BİR SENARYOYA bağlamak yerine beni mutlu eden, bana iyi gelen şeylere ve şahsi planlarıma odaklanmam gerilimi düşürmenin tek yolu. KESİN BİLGİ.

Aslında hepsi bu.  Daima gergin bir sinir sistemiyle, hep tetikte (markete gitmek ve emeklilik planları aynı kümede) yaşamanın yorgunluğunu bir kenara koydum. Tek başıma ya da yakın arkadaş desteği ile olacak şey değildi. Profeyonel yardımlar olmasa yapamazdım ki uzun bir süre daha destek almaya devam edeceğim.

Bana en çok iyi gelen, 7 yaşından beri (40 yıldır!) en çok yaptığım, içinde kaybolmayı en çok sevdiğim edebiyat dünyasına daha bir şevkle eğilmeye karar verdim.

Uzun zamandır hiçbir kitap almaya değmezmiş gibi geliyordu bana. 300-500 lira veriyorsun, okuyup bırakıyorsun bir köşeye. Kitap alamaz olmuştum. Bir önceki yazıda bahsettiğim Kitap Ağacı Kulübü sayesinde fikrim değişti. Geçen hafta Eren Yücesan Cendey ile zoom buluşması yaptılar. Kendisi, Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, Napoli Dörtlemesi, Calvino gibi kült kitapların çok başarılı çevirmeni. Deniz Kadar Derin Gökyüzü Kadar Hafif kitabından çok övgüyle bahsetti. Onu almak istedim;  bir-ikisi uzun zamandır listede duran, biri sonraki ayın kitabı derken 7 kitaplık bir alışveriş yaptım. (Fiyatlar çok yüksek yahu. )

Muzaffer AKYOL sergisinde hevesle dolaştık. Resim bambaşka bir dünya. Yürüyüş yolumun üzerindeydi, önünden her geçişimde hayıflanıyordum; iyi oldu.

Max’ı gönderdik. Arka Pizza’da veda yemeği yedik. Hava 55 derece filandı . O sabah erkenden uyanıp, sahilde bir iskeleden tek başıma denize girmiştim. Onun etkisi mi bilmem eskisi gibi sıcaktan bunalmadım. 40 derece havalara  alışmış da olabilirim

Şükürler olsun; nihayet Bale Festivali’ne -hem de çocuklarla- gidebildim. Her sene niyetlenip bir şekilde vazgeçiyordum. Bu sene düşünmeden Don Kişot gösterisine bilet aldım. Bale bizim olayımız değilmiş arkadaşlar. İlk bölümü zar zor izledik ve ara verilince kaçtık 🙂 (Bu yıl Antik Tiyatro konserleri iptal edildi. 1000 liraya konsere gitmek ne güzelmiş meğer. Sıla’nın Günay Restoran’daki konseri 10.000 liraymış ve arkadaşın dediğine göre 10 bin liralık masadan sanatçıyı göremiyormuşsunuz bile!

 

İncir zamanı geldi ve bolca yeme fırsatım oldu. Kitap eh işte.

Dün yeğenim ve oğlu geldiler. Birkaç gün de onlarla gezeceğim. Böyle böyle bitiriyoruz koskoca yazı. Eylül kapıda. Evet gerçekten 🙂

Not: Sağlıklı beslenmek çok lezzetli olabiliyor arkadaşlar.  Diyetisyen hanıma şükran borçluyum. Kendimle gurur duyuyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir