Hayat Hikayeyi Yener

Mart 3, 2021
264
Views

Ne çok severim bu cümleyi.

Yine böyle bir dönemeçteyim.

Dokuz yıldır devam eden çalışma hayatımda açıkçası ne bir kongreye gittim, ne makale yazdım, ne yayın okudum, ne de yeni bir şey öğrendim. Hazırda ne varsa onunla idare edip gittim bugüne kadar. Gebelik- emzirme-bakıcı- kreş-okul kaosundan ancak çıkmaya başladık zaten. Yarından itibaren Covid PCR çalışmaya başlayacağız, bir sürü yeni kavram, pratik, stres demek bu, en azından bir kaç haftalığına.

Kafamda filler tepişiyor şu an. Yazmak için kendimi zorluyorum -niyeyse-. Yaşamın kıyısında durmak ne garip şeymiş. Filme dair hiçbir şey hatırlamasam da yeniden, farklı bir gözle izlemek lazım.

Nasıl ki kötü bir insandan iyi bir anne veya iyi bir çalışan olmuyorsa yaşamın kıyısına ilişmiş yaşayanlar da hep oracıkta duruyor. Ezeli ve ebedi bir şaşkınlık, sersemlik, kararsızlık, güceniklik ve huzursuzluk içinde.

Ömür denen şu senaryoda hepimize bir rol yazılmış ama insan kendini hep başrol sanmak istiyor ya da bir gün başrol teklifi alıp filmi yarıda bırakarak başka bir filme atlayabileceğini umuyor.

Keşke daha dolu dolu yaşasaydım geçmiş yıllarımı. Evden ayrıldığım yıl çalışmaya başlasaydım , az da olsa kendi paramla, tek göz de olsa kendi evimde kalsaydım. İlk fırsatta başka ülkelere gidip, başka başka işler yapıp ”evet ya işte ben bu ortamda mutluyum” diyebilseydim. O kadar gözümüz kapalı, o kadar dar bir bakış açısıyla yetiştik ve okuduk ki kendimize geldiğimizde yaşımız 40 olmuştu.

Tıp fakültesi 1. sınıfta istatistik dersine gelen kadın hocanın ”Çocuklar çok iyi düşünün, yol yakınken geri dönebilirsiniz” dediği an yaşadığım şaşkınlık dün gibi aklımda. Adeta şok geçirmiştim, ”Ne diyor bu kadın, deli midir nedir, o kadar uğraştık kazanmak için, niye bırakalım ” gibi onlarca cümle geçmişti aklımdan. Gördünüz mü Şennur Hocam, bana kalan üç-beş şeyden biri sizin cümleniz olmuş.

Hala çok erken olduğuna seni kimse inandıramaz.

Yani bir yola giriyorsun öyle ya da böyle. Sen de Zeynep, sen de Ecem, Sude, Kuzey, Efe, Emirhan, Umut sizler de bir yola gireceksiniz; yaşamak bu demek zaten. 14-20 yaş arasındaki her insana sesimi duyurabilsem ve desem ki:

Yol yanlış ama nasıl güzel diye bir şey yok. Seçtiğin yol senin bütün hayatın olacak. 25’den sonra yanlıştan dönmek çok ama çok zor.

–Yanlış yola girmek istemiyorsan ilk yapman gereken YAŞAMAK. DENEYİM. KANLI CANLI. Layklayarak veya seyrederek değil. Neyi sevdiğini bulmak için kendini tanıman gerek, onun için de her ortama girip çıkman lazım. Psikolog olmak istiyorsan instadaki çok takipçili psikologlara değil, sana en yakın devlet hastanesindeki psikologlara bak. Git yanlarında otur, ne yiyip ne içiyorlar, nelerle uğraşıyorlar bir gör.

– -Sen nasıl birisin? Annen, kardeşin ve en yakın arkadaşların seni nasıl tanımlar? Bir odada sessizce oturmayı seven, içe dönük, az konuşan mısın yoksa etrafı her an insanlarla çevrili olsun isteyen, kıpır kıpır, açık havada olmazsa sıkıntı basan mısın? Kimsin sen? Bir barınakta veya gönüllü olarak bir atölyede senden daha kötü durumdakilerle ilgilenen misin? Tek amacı limitsiz kredi kartı, varaklı mobilya, cip ve hava atmak olan mısın? Mutfakta olmaktan, sebze meyve, süt yoğurt, et balıkla haşır neşir olmaktan hoşlanan mısın? KENDİNİ TANIMADAN SENİN İÇİN DOĞRU OLANI BİLMENİN YOLU YOK.

İşte bunları derdim ama neredeyse hiçbiri beni dinlemezdi çünkü öyle. Ben bile 15 yaşında bunları ciddiye almazdım. Belki yarısını. Herhalde başımızda kavak yelleri esmesi tam da bu demek olduğu için.

Yazı karman çorman oldu, içimdekilerin yarısını bile yazamadım ama yol uzun, yolculuk sarsıntılı, ruh tedirgin, kafa karışık, özetle yarına Allah kerim.

Hayalim Kate’in yaşamı olabilir.. Neden mi? O da bir sonraki yazıda 🙂

Etiketler:

TÜM YORUMLAR

  • Off keşke bana söyleselerdi o söylediklerini 15 yaşımda, yolumu çizmemin kendimi tanımaktan geçtiğini. Fransızlar der ki “keşke gençler bilse, keşke yaşlılar yapabilse”. Bugünlerde geçmiş muhasebesi yapıp keşkelerle tek üzülen ben değilmişim. Bu diziyi Mutlu Keçi de çok övmüştü. En sonunda izleyeceğim galiba. Sevgiler, kolaylıklar.

    küçük Joe Mart 3, 2021 8:59 pm Yanıtla
    • Geçmiş yakamızı hiç bırakmayacak Joe, herhalde biz onu boğazımızı sıkan bir ilmek değil bir yaka iğnesi gibi taşımayı öğreneceğiz 🙂 (İyimser bir günümdeyim)

      Aydınlık Yüz Mart 6, 2021 1:55 pm Yanıtla
  • Hakikaten dar bir bakış açısıyla büyüdük. Benim de aklımdan bu tip şeyler geçtiğinde uzaklaştırıyorum hemen. Çünkü olan oldu, önüme bakmalıyım diyorum. Neyse ki bu bilinçle şimdi çocuklarımızı daha iyi yönlendirebiliyoruz, deneyimlerimize dayanan tavsiyelerde bulunabiliyoruz.
    Kolaylıklar dilerim Elif…

    Sezer Eser Perker Mart 6, 2021 12:38 am Yanıtla
    • İşte o ”önüme bakmalıyım” diyebilmek çok hayati, çok önemli. Diyemediğimiz gün yandık.

      Aydınlık Yüz Mart 6, 2021 1:56 pm Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir