Hala Blog Yazmak

Kasım 28, 2021
286
Views

On yıldır yazdığım blogumu bir ara günlük ve kitap yorumu olarak ikiye ayırmıştım. Profesyonel bir yola girebilmenin ilk adımı gibi düşünmüştüm bu hamleyi o zaman. Zaman geçtikçe bunun yazma hevesimi azalttığını gördüm; günlük gibi yazmak her zaman daha çok hoşuma gitti ve beni motive etti. Anladım ki kendim için bir arşiv oluşturmak, dönüp eski yazılarımı okuyabilmek, çocukların büyümelerinin kaydını tutmak ve onlar için bir anı defteri yaratmak beni esas mutlu eden şeymiş. Dün gece eski yazıları okurken daha 2018’de Emre’nin Ortaköy’de bir balıkçının oltasını elinde tutan resmini gördüm ve demek ki dedim balıkçılık bu çocuğun içinde var. Blog olmasa bunu hatırlamam mümkün olmazdı büyük olasılıkla.

Hala yazabiliyor olmamın diğer sebebi ise bu sayfanın kaçtığım ve sığındığım bir alan olması.

Bu aralar canım çok sıkılıyor; evde yapılacak tonla iş var hep olduğu gibi. Bütün depolama alanları alakasız şeylerle dolu. Çekmeceler, giyinme odası, kitaplıklar, mutfak dolapları, gardrop üstleri, baza altları.. Belli bir sistem içinde koymaya kalksam iş gözümde çok büyüyor ve etrafta dolanıp duruyor eşyalar; her gördüğümde irkiliyorum, şunu yerine kaldırayım diyorum ama yeri neresi? Benim sorunum bu : Her cismin en küçüğünden en büyüğüne bir yeri olmalı. Bu kavrayış beni dehşete düşürüyor. Pijamalar ve çoraplar hep aynı çekmeceye konmalı. Eren’in ders-ödev kitapları, okul malzemeleri, fon kartonları, Emre’nin resim dosyası, melodikası, spor tişörtü (Sahi nerede o?) . Böyle kalem kalem saymaya kalkarsam iki çocuklu bir evde binden fazla eşya vardır, bunlara sık kullanılmayanlar da eklenince (Elektrikli çaydanlığın toz çay için olan ama hiç kullanmadığımız süzgeci, merdane-oklava, paten-bisiklet kaskı-korumalı dizlikler , motorcu montları-pantolonları) ev denen ve nice nice anlamlar yüklediğimiz dört duvar benim sırtımda koca bir yüke dönüşüyor. Oysa nasıldı hayalimdeki evin içi?

Bu da dışı; önündeki beyefendiyle beraber 🙂

İşte sadece mekan boyutundaki karmaşa buyken bir de işi, nöbeti, okul tantanası, iyi -kötü kopmamaya çalıştığımız sosyal hayatı vs ekleyince ben gibi ”eylemsiz” bir kadın için blog yazmak gerçek bir can simidine dönüşüyor. Herşeyi bir köşeye bırakıp yazının başına geçmeyi çok rahatlatıcı buluyorum; kaçıyorum özetle.

2 yıla yakındır kullandığım Redmi marka telefonu poların cebine koyup, poları da belime bağlayıp arabaya binince, kapıya doğru sarkan cebin üstüne araba kapısını kapatmaya çalışınca ekranım kavislendi birkaç ay önce. Telefon çalışsa da ekranı kararmaya başladı ve Samsung marka yeni bir cihaz aldım. İnsta ve Facebook şifrelerimi tabi ki unutmuştum ve yükleyemedim. İşte bunlar hep hayata yerleşememek, elindeki eşyayı ve yaşamını sahiplenememek, nerede ve hangi ünvanla olursa olsun eğretilik hissinden kurtulamamak; bunu ancak yaşayan bilebilir.

Bu sahneyi ilk izlediğimde oh be demiştim, bunu biri anlamış, yazmış ve oynamış. Diyor ya Ezel

”Bu hayat bana çalıntı. Giydim, kuşandım ama tutmadı, oturmadı abi. ”

Amann konu yine nerelere geldi. Döndük dolaştık depresyon yazısına bağladık yine. Sonuç olarak iyi ki yazmışım, yazıyorum.

Okuyanlara da minnettarım. Sağolun varolun.

Etiketler:

TÜM YORUMLAR

  • O zaman siz daha çok yazın biz okuruz.

    Huriye Kasım 29, 2021 1:21 pm Yanıtla
  • O zaman burunuz benim geçenlerde yazdığım depresyon yazısını. Yazını okuyunca kendimi buldum. Evdeki yardımcı gitti. Bu aralar yardımcıdan yana dikiş tutturamıyoruz. Gelenler de benimle dikiş tutturamıyor. Düzenli bir insanım normalde. Ve yardımcılara her şeyin yerini tek tek göstermekten ama yine de hiçbir şeyin gösterdiğim yerlere konmamasından bıktım. Neyse en sonuncu da gitti. ev kendi halinde. Benim ruhumdan daha karışık değil ama! Üstümde inanılmaz bir yılgınlık. Sana kötü bir haber: Çocuklar büyüyünce okul dertleri de büyüyor. :)) Üzgünüm, gerçeği dile getirdim. Çünkü eğitim sistemimiz her şeyi zorlaştırmak üzerine kurulu. Eee, öğretmenler de mutsuz haliyle. Herkes mutsuz! Ülkenin ekonomisi ortada. Sağlık sektöründe muhtemelen değişen bir şey yok ama bizim evde ne rüzgarlar esiyor bir bilsen. Blog benim kaçış yerim ama ne zaman elimi klavyeye atsam depresif şeyler yazıyorum ve yazmak istemiyorum böyle şeyleri. Siliyorum sonra yazdıklarımı. Yediklerimden keyif almıyorum. Depresyondayım da değilmişim gibi davranıyorum.
    Demem şu ki, yazın bir şekilde iyi geldi. Umuyorum hep birlikte altından kalkarız.
    Çok öpüyorum. Kolay gelsin

    özlem Öztürk Kasım 29, 2021 5:09 pm Yanıtla
    • Özlem ne iyi ettin de geldin! Sevindim. Bana da öyle geliyor, herkes mutsuz, herkes keyifsiz. Hep böyle değildik ama, iyi kötü idare ediyorduk. İki yıl önceye göre her şey çok farklı ve maalesef çok daha kötü.Düşünsene bir sürü gezi planımız vardı, yapabiliyorduk o zamanlar şimdi yurt içinde bile seyahat hayal oldu neredeyse. Kuyruğu dik tutmaya çalışıyorum ama canımı çok sıkıyor bu yoksullaşma durumu. Kitap almak bile mesele olabilir mi yahu? Bence de hep beraber üstesinden geleceğiz, böyle gidemez.

      Aydınlık Yüz Kasım 29, 2021 11:24 pm Yanıtla
    • Sizi okumayı çok seviyorum.

      SEDA YAHŞİ Ocak 14, 2023 11:38 am Yanıtla
      • Teşekkürler, Özlem’e yanıt yazmışsınız sanırım, ben de çok seviyorum onun blogunu.

        Aydınlık Yüz Ocak 19, 2023 11:55 am Yanıtla
  • Boşuna demiyorlar söz uçar, yazı kalır diye. Yazmak her zaman güzel bir şey. Geçmişe dönüp baktığımda bende neler yazdığıma bazen şaşıyorum. Bazen diyorum bunları ben mi yazdım? Ama yazmışım. İyi ki de yazmışım. Sizde yazmaya devam edin.:)

    Beyda'nın Kitaplığı Aralık 1, 2021 11:26 pm Yanıtla
    • Değil mi? Bazı yazıları sanki bir yabancı yazmış gibi geliyor insana. Umarım devam edebiliriz daha uzun yıllar boyunca.

      Aydınlık Yüz Aralık 2, 2021 11:00 am Yanıtla
  • Merhaba, (maalesef) belirsiz aralıklarla bloğunuza girip yazılarınızı okuyorum. İnanın erkek olmama rağmen keşke ben de böyle blog yazabilsem diyorum.

    Kendimden, çocuklarımdan, eşimden kısacası hayatımdan bahsedebilsem..

    Hızlı Yazar Aralık 19, 2021 7:11 pm Yanıtla
    • Hımm..Neden yapmıyorsunuz peki? Blogunuzun genel atmosferi buna izin vermiyor sanki ya da özelinizi açmış olacağınızı mı düşünüyorsunuz?

      Aydınlık Yüz Aralık 20, 2021 9:18 am Yanıtla
      • Bloğu ilk açtığımda tamamen kişiseldi. İsmi dahi farklıydı. Sonra birden karar değiştirdim ve ortaya Hızlı Yazar çıktı.

        Neden sorusuna verebileceğim net bir cevabım yok. Belki de değiniz gibi özelimi fazla açmış olmaktan çekiniyorumdur ya da başka bir şey.. Bilmiyorum 🤦‍♂️

        Hızlı Yazar Aralık 21, 2021 1:10 am Yanıtla
        • Aslında benim yazdığım şekliyle blog yazmanın pek bir değeri yok, farkındayım. Deftere yazsam daha gizli şeyler yazabilirdim belki ama web ortamında illa ki filtre kullanıyorum. Ben de bazen neden yazdığımı bilemiyorum.

          Aydınlık Yüz Aralık 22, 2021 9:18 am Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir