Bu seyahate turist kafasıyla çıkmadım. Plan yapmadım. Pek çok karar gibi bu sefer de içimden şiddetle arzuluyor olmam bileti almam için yeterli oldu. Öz be öz kardeşimi altı koca yıldır görmemiş olmaya daha fazla dayanmak istemedim.
Amacım yeni evi yerleştirmek, zaman ve para yettiğince eksiklerini tamamlamak olsa da epeyce gezdik dolaştık. herhangi bir rehbere, instagram araştırmasına gerek duymadan yollar boyunca yürüyüp beğendiğimiz yerlere oturuverdik.
12 günün iki gününü İkea’da geçirdik. Onlarca ürün bakıp elmalı strudel hayaliyle kendimize gaz verdikten sonra favori koltuğun stokta olmaması gerçeği ile karşılaştık. Gelmeden önceki gece İngatorp masa alıp eve götürmek için bir sürü stres yaptıktan sonra Züleyha’ları aradık bizi alsınlar diye. Koca koca iki kutu ile mağaza önünde kahve içtik doping niyetine. O arada bir taksi geldi ve 20 euro’ya götüreceğini söyledi. Kardeşim o kadar umutsuzdu ki adamla ben İngilizce anlaşmaya çalıştım, olmayınca Almanca’ya döndüler ve 49 kiloluk üst tablayı taşımamıza yardım bile etti Rus şoför kardeşimiz.
O akşam Züleyhalar beni yolcu etmeye gelecekti. Kocası sağolsun yarım saatte masayı, yarım saatte mutfak rafını monte etti. Komşu ses oldu diye kalorifer borusuna vurunca ben çok gerildim; polis çağırır diye ama neyse ki kazasız belasız bitti montaj.
Pek seyahat yazısı gibi olmadı bu yazı ama kardeşimle gittiğim için her biri ayrı güzeldi, 10 güne bu kadar çok şey sığdırmayı da ancak iki kız kardeş başarabilirdi 🙂
TÜM YORUMLAR
Bu yazıyı kaçırmışım.üşenmesem de ben de yazsam.şahane bir seyahat olmus
Aaaa, hadi yaz da okuyalım