Kitap kulubünün ocak ayı kitabını henüz bitirdim.
Kolay okunuyor; çok uzun doğa tasvirleri vs yok ; bu iyi tarafı. Kötü yanı 1800’lerin başında yaşayan fakir ve ahlaklı bir gencin zengin olmak için yapılması gereken üç kağıtlar karşısında içine düştüğü çelişkili ruh hallerini anlatması. O kadar çok hikaye okudum ki bu minvalde birazcık kabak tadı verdi.
İlk olarak Balzac’ın insanları tasvir edişindeki güce hayran oldum.
”Matmazel Victorine sarılık ya da kansızlık hastalığı çeken kızlar gibi bembeyazdı. Herkesin alıştığı üzgün bir yüzü vardı. Sıkıntılı, acılı, zayıf, yoksul tavırları sergilediği acıklı görünümüyle tam örtüşüyor ama yüzünde yaşlılık belirtisi görülmüyor, atak hareketleri ve canlı sesiyle yaşıyordu. Kendisine uygun olmayan bir toprağa yeni ekilmiş, yaprakları sararmış, talihsiz bir fidan gibiydi.” s.39
Romanın giriş kısmında her bir karakter böyle uzun uzun, nefis bir şekilde betimleniyor. ”İşte büyük bir yazar” diyoruz içimizden. Klasiklerin neden asla ölmeyeceğini bir kez daha anlıyoruz.
Doğruyu söylemem gerekirse başka da hiçbir şeyi beğenemedim bu kitapta. Sıkıla sıkıla, oflaya puflaya okudum. Bize özetleyiver derseniz tek cümle ile yapabilirim bunu:
” Yaprak Dökümü Ali Rıza Beyin salaklıklarını 1000’le çarpın. İşte size Goriot Baba!”
Elbette Balzac Usta, yaşadığı döneme göre bir eser yazmış ama ben hikayeyi kesinlikle ”Fedakar baba ve hain kızları” şeklinde değerlendiremedim. Adam, kızı olacak parazit baloya giderken şatafatlı bir elbise giyebilsin diye emekli maaşını hacze koyuyor. Kızının sevgilisinin dağ gibi kumar borçlarını ödemek için gümüş yemek takımını satıyor vs. (Tefeciye satıyor o zamanki haliyle). İki kızı da elmaslar içinde, kuş sütü eksik olmayan sofralarda ziyafetler çekerken adam, buz gibi, harap bir pansiyon odasında aç biilaç ölüp gidiyor.
Arka planda Paris sosyetesi tüm bayağılığı ile güldür güldür akıyor. Hiçbir evlilik iki kişilik değil. Erkeklerin zaten metresi var da kadınların da mutlaka aşığı var. Hatta metres / aşık sahibi olmak bir tür zorunluluk. Kocalar, eşlerini aşıkları ile baş başa bırakıyor. Tefecilik, kumar filan en basit işler. Herhalde Balzac sosyeteden kanıyla canıyla nefret ediyordu. Bu kadar ahlaksızlık ancak Lut kavmi döneminde görülmüştür.
Ben hiç sevemedim ama başka türlü de okumazdım bu kitabı. İlla ki çok keyif alarak okuyacağız diye bir şey yok değil mi?
TÜM YORUMLAR
Aynen başka türlü de okunmazdı gerçekten kitpa kulüplerinin bu konuda faydası büyük.
Goriot babanın, evli kızına Rastignaci ayarlamaya çalışması da enteresan detaylardandı.