Instagramdaki kullanıcı adım ”Önüm Arkam Kitap” . Bu ismi kullanma sebebim hakikati yansıtıyor olması. Çalışma masamda 3, camın önünde 5, çantamda 2, başucu komodinlerinde 10-12 kitap var an itibariyle. Bunların en az üçte biri kişisel gelişim kitabı. Yıllardır böyledir bu; Türkçe basılmış kitaplardan okumadığım yok denecek kadar azdır. Elbette kişisel gelişim kitabından kastım şunlar DEĞİL !

Benim kişisel gelişim kategorimde daha çok psikoloji-psikiyatri uzmanlarının, aile danışmanlarının ya da bu işlere ciddi emek vermiş olanların kitapları yer alıyor.
Kişisel gelişim kategorisi en çok sömürülen kategoridir bana göre. Herkes psikolog, herkes insan sarrafı sayar kendini. Boşanma veya çocuk doğurma hikayesini sayfalarca yazarak kanaat önderi olmaya soyunur pek çok insan ama inanın bana bu alanda yazılmış öyle kitaplar var ki okumamak büyük kayıptır. Yazan elleri öpesiniz, önlerinde saygıyla eğilip düğmelerinizi ilikleyesiniz gelir.
Hoşlanmadığınız yönleriniz, alışkanlıklarınız varsa, içsel olarak sıkıntılı hissediyorsanız, hep aynı sorunlara takılıyorsanız benim listemdeki kitaplardan fayda göreceğinizi düşünüyorum. Yazmayı unuttuğum ya da ilk sıralara koyamadığım kitaplar için KİTAP YORUMU kategorisine bakabilirsiniz.
20 yıldır okuduğum yüzlerce kitaptan işime en çok yarayanların, arada bir açıp okuduklarımın, başucumda duranların içinden seçtiğim 15 kitaplık listeyi ve her kitaptan bir-iki cümlelik alıntılarımı gururla sunuyorum:
- Yetenekli Çocuğun Dramı
- Hayatı Yeniden Keşfedin
- İyi Hissetmek
- Belirsizlik ve Değişimle Birlikte Güzel Bir Hayat
- Yaşam Koçluğu
- Sevgiyle Hayır Diyebilmek
- Olgunlaşmamış Ebeveynlerin Yetişkin Çocukları
- Boş Ayna
- Çocuklukta Duygusal İhmalin İzi: Çözümler
- Akıllı Bir Kalple Duygusal Okur Yazarlık
- Daha Sade Bir Hayat
- Ruhların Yolculuğu
- Şiddetsiz İletişim
- Zor Bir Ailede Büyümek
- Öfke Dansı

”Var olanlarsa çocuklardır; zeki, uyanık, dikkatli, çok duyarlı, hep el altında, kullanılmaya hazır, herşeyden önce şeffaf ve güvenilir, kolayca yönlendirilebilir varlıklar.”

Daha fazla konuşun
Daha meraklı olun, daha çok soru sorun
Daha fazla duygu kelimesi kullanın
Bunlar dışında çocuğunuzu gözlemleyin ve notlar alın, bu notlarla ilgili ona ger bildirim verin (yargı ve eleştiri yok) , çatışmaktan korkmayın, talepte bulunması için teşvik edin gibi öneriler var.


Sana daha önce söylemediğim bazı şeylerden bahsetmek istiyorum cümlesiyle başlamalı ve 4 noktaya temas etmeli:
1. Senin bana yaptıkların bunlar.
2. O zaman kendimi böyle hissettim.
3. Yaşadıklarım hayatımı bu şekilde etkiledi.
4. Şimdi ihtiyacım olan bu.

”Danışanlarımızın neredeyse yarısında kusurluluk birincil şemadır.”

Değerli olmayı yakalamaya çalışmak yerine tatmin, zevk, öğrenme, beceri, kişisel büyüme ve yaşamınızdaki diğer kişilerle iletişim konularını hedefleyin.” s.335- 333



başa çıkmak için iki yola sahiptir. Sorunlarını içselleştirmek ya da dışsallaştırmak. İçselleştiren çocuklar,
sorunları değiştirmenin onlara bağlı olduğuna inanırlarken, dışsallaştıranlar bu değişimi başkasının yapacağına inanır. S.120
”Eğer bir içselleştirici iseniz, başkalarının iç
dünyalarına karşı nasıl bu kadar tetikte olduğunuzu merak edebilirsiniz. Dışsallaştırıcılara
davranışlarının bir sorun olduğu söylenirken, içselleştiricilere kendi
doğalarının bir problem olduğu mesajı verilir.” s.137


ferdinin kendi bireysel bütünlüğünü savunmak zorunda kaldığı karmaşık bir iktidar sistemidir;
bu önemli sistem için gerekli olan anahtar kelime ise hayırdır” s.82

”Telefonu aniden kapattığında kızdım”
” Yemek yerken telefonuna/ gazetene baktığında üzülüyorum ve sinirleniyorum”
Herhangi bir yorum yapmamak, eylemlere kaba/ düşüncesiz gibi ifadeler eklememek, akıl okumamak (Beni önemsemediğini hissediyorum dememek , sadece sinirleniyorum demek gibi) çok çok önemli.
Biz alıcı durumunda isek yani bize birisi ”Şunu yaptığın için çok kızdım, üzüldüm” gibi bir şey söylüyorsa kesinlikle ilk tepkimiz reddetmek, özür dilemek, kendini savunmak, aslında öyle değil gibi şeyler söylemek OLMAMALI. Dikkatle dinlemek ve duyguyu anladığını gösteren bir jest yapılacak ilk şeydir. Özür ve savunma daha sonra gelebilir. (s. 112)

Çocukları yetişkin sohbetine dahil etmek onlarla ”paylaşmak” değildir. Paylaşmak eşit ve karşılıklı bir değiş-tokuş demektir ve bir çocuk bunu temin edemez. Şu yol tabelasını unutmayın: Köprü yoldan önce buzlanır! Köprü donmaya karşı dayanıksızdır çünkü zemini yoktur. Oysa yolun altındaki toprak gerekli zemini ve ısıyı sağlar. Aynı şekilde çok fazla bilgi de çocuğu dondurabilir.


Bir atölye çalışmasında bu tür kalıplaşmış tutumları tartışıyorduk. Bu kalıplar içinde düşünmeye alışmış bir kadın bir şey isteyeceği zaman bunu, hem bir şey istemeye hakkının olmadığına inandığını gösterecek hem de ihtiyaçlarının önemli olmadığı izlenimini bırakacak biçimde konuşacaktır. Basitçe çok yoğun bir gün geçirdiğini, kendine zaman ayırmaya ihtiyacı olduğunu söyleyemez. Bunun yerine şöyle der: Biliyor musun bütün gün kendime bir dakika bile ayıramadım. Bütün gömlekleri ütüledim, haftalık çamaşırları yıkadım, köpeği veterinere götürdüm, toplantı için sitedeki herkesi aradım.” Kadının sızlanmaları dinleyende şefkat yerine direnç uyandırır. ”
Birkaç yıl önce şöyle bir yazı yazmışım: Beni En Çok Etkilemiş 22 Kitap. Yukarıdaki listeden altı kitap bu listede de yer almış . Kurtlarla Koşan Kadınlar, Hastalık İyileşmeye Giden Yoldur, Kardeş Rekabeti gibi bana çok yol aldırmış nice kitabı da koysam bu yazı çok uzayacaktı. O yazıda bahsetmişim neyse ki.
İyi ki kitaplar, şiirler, şarkılar var.
TÜM YORUMLAR
Çok teşekkür ederiz, eline sağlık Elif Hanım.Çok faydalı bir yazı olmuş.Sevgiler…
Ayşe
Uzun zamandır aklımdaydı bu yazıyı yazmak. İnşallah okuyanı çok olur.
En çok sömürülen kategori olduğu doğru ama ben bu kategoriye çok sıcak yaklaşamıyorum niyeyse…
Neden acaba? Sana boş-beleş mi geliyor?
okuyanı çok olsun elif hanımcım. çok sağolun. daha ne yapacaksınız bu vatana millete. iyiki varsınız. şarkı ne içli elif hanımcım. benim de içli içli ağlamam gerekirdi normalde. aşk diye diye kendimizi taştan ağaca vurduk. kırk yaş tecrübesi deveye diken insana ….. yaranırmış:)) ne halleri varsa görsünler. ortaokul çocuklarım, ‘gitme burdan’ diye avaz avaz antidepresan şarkısı söylüyor. kızıma bu aşk meşk işlerinin sonu bi b*k değil diye öğretmek istiyorum. Dr redbull u izliyor musunuz. tamamen işi, al gülüm ver gülüm kampanyasına indirgiyor. haklı olduğu taraflar da var gibi.
Dr. Redbull ? Hiç duymadım. Bakacağım.
Aşk-meşk bizimki gibi karşı cinsi putlaştırmak zorunda kalanların işi sanki.Ne dersin?
Dr Redpill ya sorry, otomatik düzeltti sanırım. Kendisi plastik cerrah, kadın erkek ilişkikerini anlatıyor. Kadınları pek kötü anlatıyor genelde. Doğalarının öyle olduğunu savunuyor. Mesela, kadınlar bitiş çizgisinde bekler, olmuş erkeği ister. Üremek için en iyiyi bulmaya çalışır…filan üzerine. Alfa erkek nasıl oluru filan anlatıyor…
Hiç onun anlattığı gibi bi kadın olmadık o ayrı, gayet saf ve beklentisizdik.
Biraz baktım sen yazınca; bir kere bizler adamın ”Çok nadir de olsa iyi kadınlar var” dediği gruptayız yani aranıp da bulunamayacak cinsteniz ama değerimiz bilinmediği zaman kendimizde hata var sanıyoruz.
İlla birine aşık olup, hayatımızı onun ayaklarına paspas olarak geçirmeliyiz, olarak şemalandırdık ilk gençlik yıllarımızda bence hayatımı(zı). Öylesini doğru sandık. Şimdi o da insan ben de insan olarak görüyorum.