Elimizde Kalanlar ve BCS 6.Sezon

Mart 30, 2023
161
Views

Karamsar olmak istemiyorum. Olmamaya çalışıyorum. Bu coğrafya bizlere bugün şikayet ettiğimiz nice şeyi yarın mum yakıp arama olasılığımızın çok yüksek olduğunu her gün her an hatırlatıyor. Galiba konu şu: Ortadoğu’da yaşıyor olduğumuzu kabul etmek ya da etmemek. ”Hiç ölmeyecek gibi dünyaya yarın ölecekmişiz gibi ahirete çalışmak ” diye bir klişe vardı, bildiniz mi? Buralarda her şey oksimoron; her şey acımasız armağan.

Türk hikayeciliğinin öncü ismi: Ömer Seyfettin

Nicedir Ömer Seyfettin’in Nadan isimli öyküsünü bulup okumak istiyorum. Halimizi pek güzel anlatıyor. Ülkenin dörtte üçü nadan. Bizler yani bir avuç insan, ”Hükümeti kurmakla görevlendirilen partiye oy vermeyenlerin de verenlerle eşit haklara sahip olduğunu” nadanlara anlatabilecek miyiz bilmiyorum.

Günün sonunda elimizde haz kaynağı olarak 3 şey kalıyor:

1.Bir ürünü piyasa fiyatından daha ucuza almak

2. Yemek

3. İzlemek

Galiba uzun zamandır bu üç madde haricinde pek de bir eylemimiz yok. İzleyip çok beğendiğim BCS ‘den bahsetmek istiyorum.

BCS’nin son sezonunu neredeyse iki yıl gecikme ile izledim çünkü Netflix Türkiye’ye gelmedi. Hala da yok ama artık tabletten izlemeyi göze alıp diziwatch mudur nedir saçma sapan ismi olan bir sitede 13 bölümü sıkıntısız seyrettim. Sadece 12. bölümdü galiba alt yazılar çok kötüydü. Google çevirmiş gibiydi.

İlk 6 ya da yedi bölüm başka bir hikayeyi anlatıyor: Kim ve Saul, Howard’dan şeytanın aklına gelmeyecek bir planla intikam alıyorlar. Bu kısım bana biraz sıkıcı ve manasız geldi. Tamam Howard, ahlaksız adamın tekiydi ama bu kadarını da hak etmemişti. O kadar risk almaya, entrikaya, oyunlara harcadıkları zamana yazık!

Better Call Saul: 10 Ways Howard's Ending Was Perfect
Bu sonu hak etmemiştin Howard.

Sonraki 6 bölümü tanımlamak için ise ”şaheser” kelimesi ancak yeterli olur. Çok başarılı oyunculuklar, şahane bir senaryo, harika geçişler, müzikler.. Off ki ne off.

Saul bambaşka bir kimlikle yeni bir hayata başlamış, Kim avukatlığı bırakıp sekreter tarzı bir işe girmiş, evlenmiş. İyi kötü bir düzen tutturmuşken bir gün adamın biri onu tanıyor ve yeniden kimlik sıfırlamak çok pahalı. Herhalde bu sebepten Saul tekrar para kazanmak için dolap çevirmeye başlıyor ve vayy, bu adam hakikaten dolandırıcı olmak için doğmuş.

Son 3 bölüm efsane. Arada Walter White’lı sahneler, Saul’ün bir avukat olarak savcı-yargıç dinlemeden ezip geçmesi, on tane müebbet alacağı suçlardan tereyağından kıl çeker gibi sıyrılması, kalacağı hapishaneden yiyeceği dondurmaya kadar seçmesi ve daha neler neler..

Bu arada Kim bambaşka işler peşinde ve otobüste bir ağlama sahnesi var ki…Eridim bittim.

Sonra ters köşe, sürpriz bir final. Bir başyapıt, tekrar tekrar izlenecek usta işi bir yapım.

Teşekkürler Vince Gilligan ve Peter Gould.

The call that Saul fans answered was Vince Gilligan's | The Star
Vince Gilligan
Etiketler:
Kategori:
Günlük · Sinema

TÜM YORUMLAR

  • Dün aynı şeyi düşündüm. Yani bir Orta Doğu ülkesi olduğumuzu kabullenme durumunu. Yine de diğerlerinden bir parça farklılığımız olduğunu da düşündüm. Bilemiyorum. Umarım daha umutlu hissedeceğimiz gelişmeler olsun.
    Better Call Saul’u ben de çok severim bu arada. Son sezonu izlemediğim için, belki spoiler vardır diye yazının o kısımlarını okumadım:)
    Sevgiler…

    Sezer Eser Perker Nisan 4, 2023 6:32 pm Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir