Ramazan Bayramı, 2023

Nisan 25, 2023
139
Views

Tek başıma Düzce’ye gittim. Annemi gördüm. Teyzemlerle vakit geçirdim. Bahar ve Nahit’le buluştum. Yedim içtim, keyfime baktım. Hiç hesapta yokken Akçakoca’ya gittim. Kapanışı İstanbul’da Pera Palas otelde yaptım ve son ayların en çok yürüdüğüm gününü yaşadım. Hala kendime gelebilmiş değilim.

Oruç sebebiyle annem epey bitkin ve biraz da ”kafası karışmış” görünüyordu. Bir heves Berlin’den getirdiğim 3 kavanoz kahvenin varlığını unutmuştu. Ben getirip gösterince pek şaşırdı. bizim ailenin kadınları için yeme içme işi karın doyurmaktan çok yaşadığımızın kanıtı, gerçekle bağlantımız, bizi uyanık tutan yegane şey.

Önceleri köye gittiğimizde bir heves temizliğe girişirdik. Şöyle gayretle bir-iki günümüzü harcarsak ev kendi kendine düzene girecek sanırdık. Yanıldığımızı biliyorum epeydir. Çocuklardan sonra enerjimiz de kalmadı zaten. Birkaç dokunuşla evi bayram için süsledim. Halıları hizalamak, fazlalıkları kanepe altlarına sıkıştırmak, kırlentleri azaltmak, saksıları daha güzel olanlarla değiştirmek gibi. Öyle cam sileyim, kanepe kaldırıp altını süpüreyim, çekmeceleri boşaltayım işlerine niyet bile etmedim. Orası annemin alanı ve çöpe attığım eski bir tişörte bile bayağı üzülüyor. Abim üst kata taşınırsa – kiracıya iki ay süreniz kaldı demek için üst kata çıkmak yaptığımız en gerekli işlerden biriydi- mecburen birçok tadilat yapılacak. O süreçte alt katın banyo-tuvaleti elden geçer, duşakabin değişir diye umut ediyorum.

Tozla toprakla uğraşıyorum, mutfakta üstüme yağ sıçrıyor derken bir türlü üstünü değiştirmeye ikna edemediğim annemi güne gitmek için giydirip kuşandırdık. Birkaç masa örtüsü almıştım, abim de şirketten çikolatalar getirmiş, şık kutular içinde. Birine de züccaciyeden tava alarak 6 teyzeme hediyeler verdik. Hepsi çok mutlu oldu. Onların böyle küçük şeylerle mutlu olması bana çok iyi geliyor.

Annem ve şahane çiçekleri.

Köy artık böyle. Eski evler, ahırlar, bahçeler, sere serpe yayıldığımız baba ocakları müteahhitlerin göz hapsinde. Yeni binalar hızla yükseliyor ve betona aşık Türk insanı 90-100 metrekarede yaşamaya da alışıyor.

Bu seyahatin sürprizi Akçakoca’ya gitmem oldu. Muğla’dan Düzce’ye tayin olmuş arkadaşım bana doğum günü sürprizi yapıp gidelim mi deyince hiç ikiletmedim. Bana böyle spontan işlerle gelinmesine bayılırım. Akçakoca’ya herhalde 20 yıldır gitmemiştim. Epeyce toparlanmış, sahil kısmında yürümek güzel, dalgalı denizleri özlüyorum bir de ben. O gün maalesef Akçakoca da sakindi. Arkadaşım bir tanıdığı sayesinde epey mekan öğrenmiş, sahildeki bir kafede ilk kez tattığım Marlenka’yı çok beğendim. O, ısrarla Prag tatlısı diyor, herhalde öyledir. Yumuşacık, incecik pandispanyalar arasında bal ve ceviz harikaydı.

Yeğenimin evinde kahve keyfi. Şıklık gözümü okşadı. Aferin ona. Arkadaki mor çiçekleri annem geçmiş olsun dileğiyle koparıp getirdi.

Düzce Mado’da kahvaltı yaptık Tuğba ile. Ne güzeldi.

Düzce’deki mekanlardan Gönül Kahvesi öncelikle ismi ile hoşuma gitti. Bu bardaklardan almalıyız, Türk kahvesi için ideal.

Birkaç yıldır buradan taşınmak, sıcaktan kaçmak, bir türlü ısınamadığım ”sahil kasabası” havasından uzaklaşmak istiyorum. Anneme yakın olmak, yaşlılık döneminde ona destek olmak, eskisi gibi olmasa da eş-dostla takılmak istiyorum. Bu seyahatte iki yıldır orada yaşayan arkadaşımla uzun uzun konuşma şansım oldu ve pişman olacağımdan o kadar emin ki ben bile şaşırdım. Yarın gidiyor değiliz elbette ama bana niyetimi sorgulatmayı başardı.

Bakalım hayat nelerle gelecek..

Kategori:
Günlük · Seyahat

TÜM YORUMLAR

  • Nice mutlu yaşların olsun arkadaşım

    oytunla hayat Nisan 27, 2023 3:19 pm Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir