Görümcemlerin burada olması, seçim tantanası, yakın arkadaşımın kardeşinin düğünü derken bir de genel keyifsizlik/ yorgunluk bu sene organize olamadım. Son anda davet ettiğimiz bir arkadaşı gelince, halasının çocukları da olunca çok ıssız olmayan bir masa kurmayı başardık; bravo bize.
Emre 13 yaşında; 3 yaşına bir gelse diye gün hatta saat saydığım yılların üzerinden 10 yıl geçmiş.
Söz verdiğimiz üzere telefonuna bu yıl kavuştu. Henüz youtube shorts bataklıkları dışında telefonuna bağımlı değil. Başlangıçta biraz korksam da şimdilik iyi gidiyoruz.
Boy ve kilosu sorun olmaya devam edecek belli ki. Yol alamıyoruz. İştahı hiç yok. Karnı hemen doyuyor. Açlık hissi yok neredeyse. Bazen aşırı üzülüyorum bazen boş veriyorum. Şu karın doyurmak denen hikayenin bu kadar dallanıp budaklanması ne kadar sinir bozucu.
Babası ile tatlı tatlı didişmeyi pek seviyor. Konuşmaları bazen sertleşse de şimdilik iyi geçiniyorlar. Dün akşam canım çok sıkkındı. Elimde çayımla tekli koltukta oturuyordum. Emre, küçük pufu önüme getirdi, hem çayımı koydum hem ayaklarımı uzattım ve memnun bir şekilde teşekkür ettim. Babasına dönüp ” Öğren bunları” dedi 🙂
Beni zorlayan bir tavrı var; canım sıkkınken gergin olmamı hiç sevmiyor. Geçenlerde avmde bir güvenlik görevlisine her zaman bozuk olan bir yürüyen merdivenle ilgili -bence çok sert olmayan bir şekilde- çıkıştığımda üzülüp ”yapma bunu anne” dedi. Keyifsiz olmam, birilerini terslemem gibi tavırlarıma çok bozuluyor. ”Öfkelendiğinde ” isminde bir kitap okuyoruz yıllardır, o kitaptan örnek bile verdi sakinleşmem için. Eşimde de aynısını gördüğüm bu hal beni daha çok sinirlendiriyor.
Emre’nin 13 yaş itibariyle en büyük hobisi bilgisayar oyunları. Spora, özel derslere, her şeye ara verdik. Hiç iyi bir halde değiliz.
Birlikte nice güzel anlarımız, heybende sonsuza dek gururla ve sevgiyle taşıyacağın günlerimiz olsun güzel kirpiklim.