Sevgili Sör Ken Robinson

Şubat 5, 2015
261
Views

Muhteşem videoların beni çok heyecanlandırıyor biliyor musun? Hani tipine baksam aklıma ilk gelen Yukarı Bak filminin afişindeki ihtiyar ..Kıyafetlerin emanet gibi duruyor, iki beden büyük sanki ama öyle güzel anlatıyorsun ki eğitimde devrimin neden gerekli olduğunu , her defasında ağlamak ile sokaklara çıkıp koşmak arasında gidip geliyorum. İnsan boşuna ”SÖR” olmuyor demek ki..

Yukarı Bak film

Ben Türkiye’de yaşıyorum. Türkiye nasıl bir ülke diye sorarsan, olağan üstü bir yazı dehası olan sevgili Hakan Günday’ın DAHA kitabında yazdığı gibi:

“Türkiye, doğusundaki aynaya bakınca şişman olduğunu, batısındaki aynaya bakınca da kemiklerinin sayıldığını düşünen, üstüne giydiği hiçbir şeyi kendine yakıştıramayan, bulimik ve depresif bir genç kızdı.”

Senin bu cümleden bir şey anlamanı beklemiyorum. Özetle, çelişkiler ülkesidir bizim ülkemiz. Ne Doğulu, ne Batılıdır; bana sorarsan tipik bir Üçüncü Dünya ülkesidir.

Evet, ben bu ülkede iki çocuk büyütüyorum. Her ebeveyn gibi çocuklarıma bakınca içim saf bir sevgi, merhamet, aşk ve dua ile doluyor (Uykusuz değilsem tabi) . Büyük olan ; güzel kirpiklim, kaşık yüzlüm, ilk göz ağrım (boşver, anlamasan da olur bunları, anne taşkınlığı de geç) bir buçuk yıl sonra ilk okula başlıyor. Ve ben çok korkuyorum. Korkuyorum çünkü korkmam gerektiğini tecrübeyle biliyorum. Sen diyorsun ki:

”İnsan yetenekleri, doğanın kaynakları gibidir genellikle çok derinlerde gömülüdürler. Iyice aramak gerekir. Ortalıkta, yüzeyde durmazlar. Ortaya çıkabilecekleri ortamın hazırlanması gerekir. Tahmin edebileceğiniz gibi bunun yolu eğitimden geçmelidir. ”

Biliyorum ki mevcut sistemde  ”derinlerde gömülü olan yetenekleri bulmak” gibi bir amacı olan öğretmenle karşılaşmak neredeyse imkansız. Bizim ülkemizde devlet kurumları, işini sevmeyen, maaşını alması için sevmesinin gerekmediğini çok iyi bilen, sevse de bir fark yaratmasının herkesten önce, bir zamanlar o farkı yaratacağına inanıp sonra vazgeçmiş/ geçirilmiş ”emekli Don Kişot”larca engelleneceğini daha mesleğin ilk yılı dolmadan anlayan memurlarla doludur.  Ve ben çocuğumu emanet edecek yürekli bir öğretmen bulamazsam onun kanatlarını kesip atmaları çok uzun sürmeyecek. Bu nedenle çok korkuyorum, haksız mıyım?

Çocuklarımın kahramanı olabilecek insanlarla karşılaşmak için üstüme düşeni yapacağım. Yaşadığım yerdeki tüm 1. sınıf öğretmenlerini araştıracağım, olmadı, taşınacağım başka bir şehire.

Konuşmanın son kısmında okuduğun şiiri ve o şiiri bağladığın yeri hiç unutmayacağım.

”HER GÜN, HER YERDE ÇOCUKLARIMIZ HAYALLERİNİ AYAKLARIMIZIN ALTINA SERİYORLAR. ONLARI ÇİĞNEMEMELİYİZ.”

Sana teşekkür ediyorum özetle, hep farkında olduğum eğitimin ve öğretmenin değerini bu kadar güzel ifade ettiğin için. Umarım bir gün karşılaşırız ve muhteşem İngilizcemle (!) iki çift laf edebilirim seninle.

Türkiye’den sevgiler..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir