Roma 2. ve 3. GÜN

Şubat 8, 2024
51
Views

2. gün, Roma deyince akla ilk gelen yapıların içinde bulunan Kolezyum’a doğru yola çıktık.  Bu sefer otobüs kullandık. Turistik yerler birbirine yakın, ulaşım zor değil fakat tek başıma olsam kaybolmaktan korkup tedirgin olurdum . Hava mis gibiydi. Otobüsten iner inmez devasa bir yükseklikle karşılaştık. Biz sadece gladyatörlerin savaştığı arena kısmını bilsek de aslında orada dev bir antik kent varmış. Giriş ücretliydi hatta Avrupa vatandaşları 2 euro, diğer ülkeler 12 euro diye baya söylendik ve sıraya bakmaya giderken kafamdan aşağı kuş dışkısı yağdı. Herhalde hayatımda ilk kez oldu böyle bir şey.

 

Trastevere’deki park . Bu arabalar filan hep orada duruyor. Kimse çalmamış.

Sonuç olarak çocuklarla zaten uzun uzun dolaşamadığımız için ücretli kısma girmedik. Güzel havanın tadını çıkararak kolezyum etrafında epey dolandık. Bir önceki gün çocuklara sıkı bir azar seansı yaptığımız için 2. gün pek mızmızlanmadılar. Kolezyumun ardından yine otobüsle Trastevere’ye doğru yola koyulduk.

Bohem havası ile İstanbul’un Karaköy- Galata semtlerine benzeyen Trastevere’nin arnavut kaldırımlı ara sokaklarına dalmadan önce geniş ve tertemiz bir çocuk parkına rastladık. Oğlanlar hoplayıp zıplarken dinlendik. Tek bir çöp olmayan, pırıl pırıl oyuncaklarla dolu park belki de seyahatin en akılda kalıcı hatıralarından biri oldu.

Sonrasında bir kafe bulana kadar epeyce dolandık ve sokak arası bir yerde uzun uzun kahve-tiramisu keyfi yaptık.

Eve döndükten sonra herkes köşesine çekilip dinlendi ve çocuklar ortama alıştığı için akşam onları yalnız bırakıp Begüm’ün önerisi olan yerel bir İtalyan restoranına ; Maccheroni’ye gittik ki benim için en güzel geçen akşam bu oldu.  Bizim mantının muadili olan ravioli açık ara yediğim en lezzetli şeydi. Arkadaşımız Volkan’ın mutlaka şarap tatmamız tavsiyesini de dikkate aldık ve alkolle başımız hoş olmamasına rağmen İtalyan şaraplarına bayıldık!

 

Maccheroni Restoran

Garsonlar ve ortam aynı Türk restoranları gibi; gürültücüler.

3. günümüzü Vatikan’a ayırdık. Her yerde istisnasız ”Biletinizi önceden alın” dedikleri için toplam 76 euro ödeyerek dördümüze bilet aldım. Bu işleri organize etmek, karar vermek vs bizler için oldukça yorucu oldu. Telefonu elden hiç bırakamıyorsunuz. Planlama çabası içinde ertesi günü düşünmek zorunda kaldım ; özellikle ilk üç gün. O yüzden turla gidenlerin tecrübesini merak ediyorum.

Salı sabahı kahvaltımızı evin karşısındaki küçük bir kafede yaptık. Tertemiz ve aydınlık bir yerdi. Sonrasında yürüyerek Vatikan’a gittik.

Vatikan Müzesi ile Vatikan Şehrinin girişleri ayrı. Bu bile önemli bir bilgi 🙂 Müze’yi gezmek çok uzun süreceği için önceliği ona verdik. Bahçesindeki Küre heykel’nden başlayarak önümüzdeki 10 yıla yetecek kadar heykel ve eser bulunduran müzeyi 3 saatten fazla bir sürede gezdik. Çocuklar koştura koştura gittikleri için daha fazla oyalanamadık.

Müze sonrası aynı yolu geri giderek Vatikan meydanına gittik. Fotoğraf çektirip yolda gördüğümüz ve oğlanların hasretle beklediği Burger King’e kendimizi attık.  Onlar karnını doyururken biz de dinlendik.

Evde Netflix vardı ve çok iyi oldu. Eren çoğunlukla benim telefonuma el koyduğu için akıcı bir dizi bulup – Türkiye’de olmayan Shooter isimli bir yapım- izledim. Çocuklar ve eşimin de favorisi olan Extraction serisini de beğenerek seyrettik.

Roma’da uyandığım ilk sabahtan başlayarak ciddi bir keyifsizlik yaşatan kulak tıkanıklığım ve telefonumun daha çok Eren’de kalması sebeplarinden olsa gerek fazla fotoğraf çekemedim. Kulak için aldığımız damlayı damlatınca daha da kötü oldum ve sitemlerim sonrasında eşim eldeki imkanlarla kulağıma müdahale etti. Ondan sonra biraz kendime geldim.

Siz siz olun bir günlüğüne bile gidiyor olsanız sağlık sigortanızı yaptırın diyeyim ve böyle bir kamu spotu ile yazıyı bitireyim.

Kategori:
Günlük · Seyahat

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir