Cumartesi sabah dokuz buçukta başladık. Pazar akşamı tam 17.00 de bitirdik.
Bu ”Ben de çocuk kitabı yazabilirim” atölyesi. Yani bir şekilde çocuk kitabı yazmak-çizmekle ilgili olmanız lazım. Biz 12 kişiydik ve içimizden sadece biri çizerlik deneyimine sahipti. Resim, müzik, matematik, okul öncesi , rehberlik branşlarında olmak üzere dört öğretmen vardı. Diğerleri fizyoterapist, piyanist, dramaturg (Tiyatro metni yazan kişi demekmiş) bankacı, kitabevi sahibesi gibi epey farklı meslek gruplarındandı. Çocukları yoktu; olanlarınkiler ağırlıklı olarak bir-iki yaş civarındaydı.
Tülin Hanım bize yazı alıştırmaları yaptırdı. Gruptan çok çok iyi örnekler çıktı ama ben yazdıklarımı hiç beğenmedim .
Neler Öğrendim?
1.Yazarın bir görüşü -mesaj değil- olmalı
Bu aldığım en etkili ders oldu. Benim bir hikaye oluşturmada en büyük sıkıntım ”SON” bulamamak. Tülin hanım ”Başı yok ki sonu olsun” diyerek enfes bir tespit yaptı. Peki nasıl olacak? Bir ”görüş” ile bu metni oluşturmalıymışım. Canını En Çok Ne Yakar isimli kitabı örnek gösterdi. Yazarın yola çıkarkenki GÖRÜŞÜ şu: Yalan kötü bir yaradan daha çok can yakabilir.
Bu tespit bana ciddi bir aydınlatma yaşattı. ”Ben bu metni okuyanın ne hakkında düşünmesini istiyorum? ” sorusunu sormam ve cevabım netleşmeden işe koyulmamam lazım.
2.İlham pratikle gelir
İşte harika bir ders daha! Yazar her gün, her durumda tek bir şeyi yapmak zorunda: YAZMAK!
Bekleyeyim de ilham gelince yazarım yok. Yazacaksın, on kere yüz kere sileceksin, fazlalıkları atacaksın, yazıp yazıp bozacaksın ama yazmadan yazar olunmuyor.
3.Kafiye iyidir ama suyunu çıkartmamak lazım
4.Bir şekilde ebeveyni- özellikle anneyi- de yakalaman gerekiyor
5.Bir mesaj vermek isteyebilirsin -haddini bildirmek değil- ama bunu , en azından çocuğun ağzından yap.
6.Kahramanın yolculuğu önemli ve etkili bir yol. Örnek Aç Tırtıl. Kahraman bir yola çıkar, bir şeyler yaşar ve değişir.
7.Kahramanını tanı. Kitapta yer almayacaksa bile kahramanının her şeyini bilmeye çalış. Onun hakkında kendine sorular sor.Kahramanın ne kadar güçlü ise hikayen o kadar akılda kalır.
8. Yanında elliden fazla kitap getirmişti. ( Fatih Erdoğan’ın Okula Geç Kaldım isimli kitabı ve kendi kitapları Türk yazarlara ait istisnalardı). Bazılarını biliyordum ama büyük kısmını duymamış ya da elime alamamıştım. İsveç, Fransa, İngiltere gibi ülkelerin okul öncesi resimli kitaplarının en güzel örneklerini görmek, okumak , büyülenmek çok hoşuma gitti.
Tülin Hanım bildiği her şeyi hiç saklamadan , pratik hayattaki karşılıklarıyla uzun uzun anlattı. Püf noktalarını, yapılacak yanlışları, yayınlama sürecini..Elinden geleni fazlasıyla yaptı. Yardıma hazır olduğunu hep hissettirdi.
Neler Hoşuma Gitmedi?
Bir ön hazırlık istenebilirdi. ”Şu konuda bir öykü yazın” gibi.
Bütün kitapların tek tek okunması yerine bazıları okunabilirdi.
Kahraman yaratma konusu daha ayrıntılı işlenebilirdi.
Sonuç:
Benim gibiyseniz yani çocuk edebiyatı (Atölye sadece resimli kitap dönemini kapsıyor) hakkında okur olarak deneyiminiz çoksa ve siz de yazmak istiyorsanız şahane örnekler göreceksiniz. İlham perileri etrafınızda parti yapacak. Yazmasanız bile kitaplığınıza çok güzel kitaplar ekleyecek ve çocuğuma ne okusam konusunu tekrar ele alacaksınız.
Resimli kitaplarla yeni tanışıyorsanız yaşadınız. Büyüleneceksiniz.
Yazarlık işinde acemi ya da deneyimli olun fark etmez faydalı ve her yazarın paylaşmayacağı ip uçları edineceksiniz.
TÜM YORUMLAR
Fotoğrafına bayıldım. Mutlu olmana çok sevindim.
Sema
Sağol sevgili arkadaşım 🙂 Ne güzel birbirimizin hayatına şahit olmak , değil mi?
Merak ediyordum atolyeyi, bakalım ne saklı cevherler çıkacak şimdi senden❤️
:)) GeCe , bakalım bilmiyorum ki ben de..Her iş emek istiyor, bir de ben kendimi kıyasıya eleştiriyorum, kendi gözümden bakınca hiçbir şeyi beğenmiyorum :((
Faydalanmana çok sevindim. Ben daha kısa süren bir eğitime katılmıştım. Öğrendiğim şeyler kesinlikle oldu ama kendim de bir öğretmen olarak biraz hazırlıksız bulmuştum eğitmeni. Bu arada Louis Sachar’ın iki kitabı favorim the boy who lost his face . There is a boy in the girls’ bathroom. Bir de Yapı Kredi’den çıkan çok sevdiğim bir kitap var Düş Yolcusu . Yazarı Ian Mcevan. Sanıyorum kitaplar için en son sözü çocuklar söyler.
Ian Mcevan’ı da duymamıştım. Ekledim alışveriş listesine ama tabi bakıp inceleyeceğim. Büyük oğlum 10 yaşında olacak birkaç ay sonra , resimsiz kitaplara ancak başlıyoruz. Akıcı, keyifli kitaplar bulmam lazım.
”kitaplar için en son sözü çocuklar söyler” çok doğru bir tespit. Onların sevmediği kitapları zaten okutamıyorsunuz.
Kolay gibi gelse de çocuk kitabı yazmak, hele hele satın alırken seçmek hiç kolay değil. Oğlumu büyüttüm şimdi yakınlarımın çocuklarına kitaplar alıyorum. Her seferinde doğak olarak önce ben okuyorum:) Örneğin en son fuarda bir dizi hoşuma gitmişti. İncelerken, alacağım çocuğa uygun olmadığını gördüm. Çünkü anne ve babası ayrı . Hikayelerde ise birler, aynı evdeler, mükemmel işler yapıyorlar. Çocuk bunu okuyunca üzülür diye almadım tabii. Küçük bir örnek olarak bu aklıma geldi:) Katıldığınız atölye çalışmasından memnun kalmanız ne güzel. İlham perileri her daim çevrenizde olsun. Sevgiler…
Sezer hanımcığım çok haklısınız. Kitapkurduanne gibi birkaç hesap var, onları takip ediyorum. Yine de mutlaka incelemek lazım. Bazen çok reklamı yapılsa da elime alıp okuduğumda hayretler içinde kaldığım oluyor.