Neler Okuyorum?

Neler okumuyorum ki? Her yaz olduğu gibi hatta daha da karmaşık, kaotik bugünlerde elime ne geçerse göz atıp seversem devam ediyorum, sevmezsem bırakıyorum. Maalesef şöyle hevesle okuduğum bir şeye denk gelemedim. Mutlu Bir Çocuk yine övgü üzerine satın aldığım amma velakin ”Neyini beğenmişler bu kitabın” dediğim bir kitap oldu. İlk 15-20 sayfayı okuyup attım bir köşeye.

Her Temas İz Bırakır nasıl iyi geldi. İkinci ya da üçüncü okuyuşum. Behzat Ç’nin yazılı hali de çok hoş, kitapta tuhaf, karamsar ama çok kendine özgü, tarifi zor bir hava var. Ah ah keşke hep Behzat’ın Akbaba’nın Harun ve Hayalet’in dünyasında yaşasam..

Hiç okumadığım Sezgin Kaymaz’ın Deccal’in Hatırı isimli romanını bitirdim. Yaz kitabı değil, karamsar, çocuk tacizi-ensest-bin bir türlü eziyetle dolu sayfaları bazen atlayarak bazen oflayarak okudum. Devamı da var ama kışa inşallah.

Bülbülü Öldürmek de hakeza. Beni açmadı, Amerikan edebiyatını sevemedim. Özellikle zenciler vs bizim pek aşina olmadığımız konular olduğu için midir bilmiyorum okuyasım yok pek. Herhalde onu da kışa bırakacağım.

Pir-i Lezzet, Müşerref’in keşfi. Geçenlerde baktım İmge’de de ön plana çıkartmışlar. Neden bu zamana kadar Saygın Ersin’in adını duymadık ? Oldukça akıcı bir kurgu, ciddi bir araştırma var, bir sürü dile çevrilmiş. Storytel’de varmış, ben hala eski usül basılı kitabı eski usül okuyanlardanım ama kitap dinlemeyi çok sevenleri duyuyorum. Osmanlı saray mutfağının kalabalıklığını, kaskatı hiyerarşisini , renk renk bin bir çeşit lezzetini hayretler içinde okudum. Her öğün padişaha 36 çeşit sadrazama 24 çeşit vb acayip bir israf olduğunu okurken çok üzüldüm. Tepedekilerin bütün kaynakları hunharca tüketmesi, banyo suyum 1-2 derece ılık diye emrindekileri falakaya yatırtması gibi detaylara acı acı iç geçirdim. Az gelişmiş ve hukuk kavramı ile tanışmamış toplumlarda yüzlere yıl geçse de hiçbir şey değişmiyor..

Ev Ödevi, uzun zamandır listemdeydi. Beş yazarın (Oğuz Atay, Tezer Özlü, Adalet Ağaoğlu, Yusuf Atılgan; beşinciyi anımsayamadım, galiba Bilge Karasu’ydu) kitapları üzerinden ”ev” olgusunu irdeliyor. Nurdan hanımın pek çok kitabı var, böylesine üretken bir akademisyenle tanıştığıma çok memnunum. Küçük ve büyük ölçekte berbat hissettiğimiz bugünlerde Mete Gazoz, Voleybol takımımız ve çalışan didinen üreten nice insanımızı görmekten daha güzel ne olabilir?

Üç Çocuk Bir Öğretmen ve Unutulmaz Bir Gün nasıl tatlı, nasıl yumuşak bir kitap ..Kalbimi hem acıttı hem mutlu etti. Üç çocuk çok sevdikleri öğretmenlerinin harika bir gün geçirmesi için çaba harcar ve biz çocukların aile yaşamlarını, mizaçlarını, problem çözme becerilerini adım adım öğreniriz. 10 yaş üstü herkes gayet mutlulukla okuyabilir.

Milor’un Hesap Lütfen’ine yeni başladım. Çok zeki ve donanımlı bir adam bence. Kitap söyleşi şeklinde. Nurhak Kaya soruyor, Milor cevaplıyor. Okuduğu kitaplar, günlük alışkanlıkları gibi birçok konu var. Amerika- Türkiye kıyaslaması, kendi öz yaşam öyküsünün detayları, ”Hayat bana ne öğretti?” tarzında bir kitap. Severek okuyorum.

Kral Lear; Domingo’nun efsane serisi Hepsi Sana Miras içerisinde yayınlanmış. Çocuklarla okuyoruz. Kitaplıklarını elden geçirdim, epeyce kitabı ikinci el olarak sattım. Şekspir hep okumak istediğim bir yazar, nedense şöyle güzel bir baskıya denk gelemedim.

İyi ki iyi ki edebiyat var. Yegane anti-depresan olarak polisiyeye sığınabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Şimdi dört gözle Küllerin Günü’nü bekliyorum.