Yarınlara umutla bakmıyorum dostlar. Oy vermek de dahil hiçbir eylemin herhangi bir şeyi değiştireceğine inanmıyorum. Depremler sonrasında olanlardan da kesinkes anladığım üzere insanımız bunları hak ediyor. Ülkece hepimize ama en çok da bize geçmiş geçmiş olsun çünkü bizler daha iyi yaşamak istiyoruz. Meyve-sebze yemenin, ayakkabı mont almanın, yılda bir kez değişik yerler görmenin temel insan hakkı olduğuna inanıyoruz vs.
Bütün bunları düşünmemek ve kafayı yememek için bana iyi gelen ne varsa sıkı sıkı onlara sarılıyorum. Yaş ilerledikçe anlaşılan şeylerden biri de bu; felsefe-edebiyat bir yere kadar, gerçek dünyada beş duyu ile algılanan maddi şeyler de ruhumuz için büyük bir gereksinim.
Buyurun bir demet güzellik:
Nasıl güzel bir marka; el sabunundan duş jeline deneyebildiğim her ürününü sevdim. Kokusu, kıvamı, ipeksiliği ve ismi: Lö Poti Marsey ..Şiir gibi değil mi? Alt üst takım, desenli pijamaları çok seviyorum. ”Herşey yolunda, iyiyiz ve güvendeyiz” diyor bana bu pijamalar.
Evet, çocukluğumun efsane serisi, yerinde olmaya can attığım ilk hikaye kahramanı Ayşegül’ün enfes kitaplarını ikinci el eşya satış uygulaması olan Dolap’da buldum. Henüz almadım ama alacağım. Günümüzde de basımı var lakin nerede o eski karton kapaklar? Şimdikiler pasparlak kuşe kağıt ve incecik. Amcası , oğlanları maça götürdü, Bodrum stadyumunda ilk maç deneyimi. Çok mutlu döndüler, elbette gidene kadar anamızı ağlatmışlardı. Mert Emre’nin rubik küpünü bozmuş. Herkes hazır bekliyor, Emre pijamasıyla küp tamir etmeye uğraşıyor. Neyse ki gitmekten vazgeçmedi. İki arada bir derede, depremzede akrabaları beklerken, tabak-çanak-bardak-nevresim-erzak vb derdine düşmüşken, anksiyete nöbeti geçirip üstüne Marmaris PCR’larındaki saçma sapan tersliklerle gecenin ikisinde-üçünde uğraşırken ebeveyn banyomuzun duşakabinini değiştirttim. Evet, ben yaptım bunu. Usta bul, ürün seç, tozu dumanı kabullen, parasını öde derken şimdi banyoya her girişimde gülümsüyorum. Çekmecenin paslı kulplarını Emre söküp yenilerini taktı, tavan elden geçti , boyanacak ve avize değişecek. İşte kadınlık böyle bir şey. Nokta. Bu ikili bir araya geldiyse mevzu derindir. Son kalelerim, sığınaklarım. Evet, yine Behzat izliyorum ve Erwan’la Paris sokaklarında seri katil kovalıyorum. Bu kitap… Hayalimdeki Hediye ismi ve sadece resimleri için bile gönlümde kocaman bir yere sahip. Adalı ismindeki bu kitap diktatörlükten kaçan insanları bir çocuğun gözünden anlatıyor. Görseller, hikaye, ciltli olması ile çok hoşuma giden , ruhuma iyi gelen bir yanı var. Güllerim olağanüstü güzel. İyi ki dikmişim, iyi ki sevmişler yerlerini. Herkesin evinde çiçek açan bir bitkisi olmalı. Youtube müzik uygulaması sayesinde arabaya biner binmez peşpeşe şahane şarkılar dinliyorum. Görümcemle konuşurken arabaya hafıza kartı takacak yer olmadığını , radyoları da bir türlü ayarlayamadığımı söylemiştim. O haber verdi sağolsun. İnterneti normal youtube gibi hunharca harcamıyor. Aracınızda bluetooth veya usb çıkış yeri varsa kablo ile telefonunuzu bağlayarak inanılmaz genişlikte bir müzik kütüphanesine erişebilirsiniz. Bir tarak insanı mutlu eder mi? Vallahi ediyor. Üç boyutlu tarak olarak satılan bu ürün özellikle boyalı saçınız varsa , krem vs kullanmayı da sevmiyorsanız saçlarınızı güzelce açıyor. Kardeşim haber vermişti sağolsun. Acayip işime yaradı.
O tarak benim için de kurtarıcı. Antalya’da istemiştim, yazları 4 ay Ankara’da oluyorum, geçen yıl eve girer girmez ilk işim sipariş vermek oldu ki orada da yolmadan taranayım :)))
Ve Ayşegüller bütün çocukluğum onlarla geçti, benim için çok özeldir. Yeni baskılarda iş yok, öyküler, isimler, hatta resimler farklı. Eskilerin tadı yok.
Adalı’yı da sepete attım bakalım, sevgiler…
Ya değil mi Nurşen Abla? Bir tarak deyip geçmeyelim, ne kadar çok işe yarıyor .
Ayşegüllerden 8 tane sipariş verdim, merakla bekliyorum. O yılların kağıdı bile çok güzel.
Okurken gülümsedim bol bol 🙂
Kimsenin sihirli bir değneği yok ve her şey bir anda değişmeyecek. Ama ben umutlarımı korumaya çalışıyorum. Bu seri şahane olmuş arkadaşım, eline sağlık…
Youtube müzik uygulamasını anlamadım ama… Telefonu arabaya kabloyla bağlayıp normal youtube mu açıyoruz?
Ayşegül kitaplarının resimlerine bakınca şimdilerde çocukluğuma gidiyorum. Annemin gözü gibi bakarak günümüze ulaşan onbeş tane kadar Ayşegül kitabımız var. Ayşegülleri önce abim okudu, sonra ben(daha çok resimlerine baktım okumaktan ziyade) daha sonra abimin oğlu ve en son benim kızlar bakalım sonra kim okuyacak/bakacak? Bir de böyle 50 yıllık monopoly oyunumuz var.
Beni de gülümsetti bu yazı, taraktan hemen alacağım inşallah. Ege de oturup zeytinyağlı sabun kullanmamak olmaz sanırım. Vakıf zeytinlerinin sabunları ve özellikle sıvı el sabunları harika, tavsiye ederim. İnternetten satışları var, Edremitten geliyor. Sevgiler…Ayşe
Vakıf Zeytinlerini duymamıştım, şimdi baktım, fiyatları da uygun geldi. Teşekkür ederim haber verdiğin için.
50 yıllık monopoly ! Offf resmen hazine bir aile için.
Ayşegül kitaplarının resimleri metinlerden bin kat daha güzel. Ben de çok baktım onlara, neredeyse bütün çocukluk-gençlik-üniversite çağı kitaplarımı dağıttım ama onları kimselere veremedim. O soğuk Fransızlardan böyle bir seri çıkmasına da hala şaşırıyorum.
TÜM YORUMLAR
O tarak benim için de kurtarıcı. Antalya’da istemiştim, yazları 4 ay Ankara’da oluyorum, geçen yıl eve girer girmez ilk işim sipariş vermek oldu ki orada da yolmadan taranayım :)))
Ve Ayşegüller bütün çocukluğum onlarla geçti, benim için çok özeldir. Yeni baskılarda iş yok, öyküler, isimler, hatta resimler farklı. Eskilerin tadı yok.
Adalı’yı da sepete attım bakalım, sevgiler…
Ya değil mi Nurşen Abla? Bir tarak deyip geçmeyelim, ne kadar çok işe yarıyor .
Ayşegüllerden 8 tane sipariş verdim, merakla bekliyorum. O yılların kağıdı bile çok güzel.
Böyle bir seri yapmak istiyorum🙂
Hadi yap, merak ediyorum seni mutlu eden küçük şeyleri 🙂
Okurken gülümsedim bol bol 🙂
Kimsenin sihirli bir değneği yok ve her şey bir anda değişmeyecek. Ama ben umutlarımı korumaya çalışıyorum. Bu seri şahane olmuş arkadaşım, eline sağlık…
Youtube müzik uygulamasını anlamadım ama… Telefonu arabaya kabloyla bağlayıp normal youtube mu açıyoruz?
Telefonu bağlayıp youtube music uygulaması açıyorsun. Ayrı bir uygulama o, indirmen lazım.
Ayşegül kitaplarının resimlerine bakınca şimdilerde çocukluğuma gidiyorum. Annemin gözü gibi bakarak günümüze ulaşan onbeş tane kadar Ayşegül kitabımız var. Ayşegülleri önce abim okudu, sonra ben(daha çok resimlerine baktım okumaktan ziyade) daha sonra abimin oğlu ve en son benim kızlar bakalım sonra kim okuyacak/bakacak? Bir de böyle 50 yıllık monopoly oyunumuz var.
Beni de gülümsetti bu yazı, taraktan hemen alacağım inşallah. Ege de oturup zeytinyağlı sabun kullanmamak olmaz sanırım. Vakıf zeytinlerinin sabunları ve özellikle sıvı el sabunları harika, tavsiye ederim. İnternetten satışları var, Edremitten geliyor. Sevgiler…Ayşe
Vakıf Zeytinlerini duymamıştım, şimdi baktım, fiyatları da uygun geldi. Teşekkür ederim haber verdiğin için.
50 yıllık monopoly ! Offf resmen hazine bir aile için.
Ayşegül kitaplarının resimleri metinlerden bin kat daha güzel. Ben de çok baktım onlara, neredeyse bütün çocukluk-gençlik-üniversite çağı kitaplarımı dağıttım ama onları kimselere veremedim. O soğuk Fransızlardan böyle bir seri çıkmasına da hala şaşırıyorum.